'VERDAO ağlayan şehrin hangi gecesiydin gözyaşı şelalesiyle akıp gittin ah Verda karanlığa uzanan bir çift elden sıyrılıp gecenin sessizliğinde yankılandın: ’’“- gitmeliyim…”...’’ üzgün bakışlarda şimşekler çaktı ardından boşandı gökyüzü, vuruldum çöküverdim ah Verda gitme…” derken yıkıldım kum tepelerini emzirdim bulutlara can karıştı ardından dilinden acıyla çıkan: ’“aşka yenildim’” sözü(n) hâlâ kulaklarımda son kez kollarımda, sesinin gölgesinde senden bir şey kaldı bana Verda gülümseyen gözlerindi yaktım o günün meşalesini derin hüzünlerin arayışların çaresizliğine kelebek kanadı sırtında çiçekten çiçeğe, günler boyu gittin ah Verda yedi göğün arasına saldın hayatın diğer ucunda bıraktın beni tipi bir yandan, boran bir yandan biledi dişini senli tüm anılarımı aldı götürdü yüreğimden yıkılmış bir hisar kaldı tevarüs gittin ıssızlaştı şehir yetim şimdi şiirler(im) baştan sona diken doldu gülistan kırağı düştü bülbüllerin sesine akreplere kaldı bütün türküler gittin mütebessim seviştiğimiz ceylan gözlerinde feryadım kanla noktalandı bulutlar kızıla boyandı ardından şaşırdı yönleri kuzey ve güney aralandı sahte dünyam yokluğa söylesene ağzımın tadı mı kalır sen bende büyüdükçe, ben sende küçülüyorum adını kazıyamadı / kazıyamayacak zaman nar tadından kar suyundan sen gittin gittin seneler üstüne seneler giyindim dünyadan firarı vuruyor, damarlarımda hep aynı ses bir sokak ortasında bulacak beni de bir gün ölüm ben de gökyüzünün yaşlarını doya doya içecek miyim? ellerinden sıyrılan ellerim Verda’ m bitimsiz umutlarla vuslat güllerini yeniden derecek mi derecek mi yeniden Verda: Gül… |