Kırsala YolculukŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İçinde bulunduğumuz çağın isimlerinden birisi de ’bilgi çağı’dır. Ne acıdır ki, bu çağda, güzel yurdumda pek çok köy, kasaba, ve kent okulsuz, öğretmensiz, kitapsız ve geri bırakılma için gerekli her koşula açık olarak - bir anlamda- kendi kaderine terk edilmiştir.
Recai ŞEYHOĞLU bir eğitim gönüllüsü, İzmir’de yaşayan emekli bir öğretmen. Bir süre önce kansere yakalanan annesi Rasime ŞEYHOĞLU’nu yaşama bağlamak için birşeyler yapması gerektiğini düşünüyor. Serde de eğitimcilik var ya köylerde kütüphane açmayı hayal ediyor. Başlıyor çalışmalara. Önceleri uzun dönem görev yaptığı Bergama’nın köylerinde kütüphaneler açmaya başlıyor. İlki Ekim 2002 tarihinde açılan kütüphanlerin sayısı bugünlerde 16’ya ulaştı.Dile kolay, 4-5 yılda, İzmir ve Manisa’nın 16 köy ve beldesinde 16 kütüphane. Yurdumuzda, devlet eliyle açılmış kütüphane sayısı yaklaşık 1400 tanedir. Kütüphanelerin hepsi birer ’dayanışma destanı’dır. Bir-iki, üç-beş, elli-yüz kitap bağışlıyor eğitime gönül vermiş insanlar. Recai ŞEYHOĞLU, olanaklarını zorlayarak ve maddi-manevi büyük bir ağırlığı taşıyarak devam ediyor. Kütüphanelerde öykü,roman, şiir, araştırma-inceleme vb. türünden kitaplara ulaşmak olası. Kütüphane açılışları tam bir düğün havasında geçiyor. Şehirlerden kalkan birkaç otobüs ile kırsala taşınan insanlar oradakilerle kaynaşıyor. Birlikte bir düğün-toy havasında açılışları gerçekleştiriyor. Bu tür bir öykünün başından bu yana içinde yer almanın hazzını sizlerle paylaşmak istedim.
milyonlarca insan ve yüzlerce uygarlıkla koca bir tarihtir, Anadolu.
milyonların öykülerini yazanlar görmelidirler bu toprakların ovasını, dağını, taşını, yazını ve kışını. tanımalıdırlar doğanın her olasılığına karşı direnen insanları ulusumun gerçek efendilerini onlar ki - efendiliklerinden olsa gerek- ağzı var dili yok sanılıyor. oysa ağızları da var dilleri de. konuşuyorlar, bulabildikleri herkese. anlatıyorlar kendi dillerince; varlık içinde yokluk çekmeyi. ağırbaşlılıktan öne eğilen başları biraz daha düşüyor aşağıya, kaldıramıyorlar kendilerine dayatılan saçmalıkları. kendilerinin dahi inanmadıkları gündüz düşleri ile günlerini gün ederek yollarına devam edenler görmelidirler ve bilmelidirler; avutulan ve uyutulan kendileridir, aslında. Anadolum, varlık nedenim yolculuğum sana doğru yolculuğum yaldızlı kentlerinden çok kırsalına. umutla, inatla, emekle ve çoğalarak geliyorum bir yanım senin de içinde öğütüldüğün cenderelerde tutuklu diğer yanım sana tutkulu. geliyorum; düğünle, toyla, türküyle ve kitapla. “kitabın kırsala yolculuğu başladı.” Anadolu sen ne büyüksün! Anadolu sen ne büyük öğreticisin! tanık ol, ey tarih; bu büyük öğreticinin önünde eğiliyorum. Erdem AK fotograf: Erden CANTÜRK |
yolculuğum sana doğru
yolculuğum yaldızlı kentlerinden çok kırsalına.
umutla, inatla, emekle ve çoğalarak geliyorum
bir yanım senin de içinde öğütüldüğün cenderelerde tutuklu
diğer yanım sana tutkulu.
geliyorum;
düğünle, toyla, türküyle ve kitapla.
“kitabın kırsala yolculuğu başladı.”
Anadolu sevgisi... Anadolu özlemi...
İçten duygularla yazılmış güzel bir şiir
Tebrikler
Saygımla