BU SAATTEN SONRA DÖN DEMEYECEĞİMAtlıkarıncalar gibi sana dair kurduğum düşlerimi, ışık tutsunlar önüme diye; Aylak gezen yıldızlara emanet etmiştim ama onlar da tıpkı senin gibi birer birer kayıp gittiler… Halbuki her sabah gece kayan yıldızlara tuttuğum dilekler içinde başlardı … Sabah güneşi kirpiklerimi okşarken düşümde açılan kapıdan sen girerdin içeri usulca… Üstüme yorgan yaptığım özlemini, kokunla dolu yastığı bırakarak yatağımda, utana sıkıla, kıpkırmızı olmuş yanaklarımla, dikilirdim karşına; İşte o an sözcükler yağlı ilmek olurdu boğazıma… Ne zaman bir ışık görmek için baksam katrana çalardı gözlerin… Tadı damağımda kalan (bir) kahvenin, acı telvesi gibisin artık… Her yıl yollara düşüp sıcak ülkeler arar göçmen kuşlar Benimse üstünde bir avuç toprak, bir yudum su olamadığım tek vatanım sendin yar Eyyyy imparatorluğumun kralı, gönül savaşımın fatihi; Senin en büyük zaferin ben, benimse en ağır yenilgim sen… Ganimetlerini topla artık gitme vaktidir… Bu saatten sonra dön demeyeceğim… ELİF EYLEM 07.04.2007 |
gülendam.