AZAT & AZAP
Kemikli, küçük ellerinin parmak uçlarında dünya
Güneşe denk saç tellerinde küskün yıldızlar Kim pamuk ipliğiyle bağlıysa önce o düşecek Umut; Sıkı sıkıya sarılıp masal olabilmek Oysa düşmek, düşebilmek; Yeni bir başlangıç Bilmiyor… Köhne balıkçı barınağındaki kırık masanın Dördüncü ayağı ömrü, çekilse düşecek hayalleri Kenarı kırık tabakların desenlerinde atıyor yüreği Solmuş yaseminlerin gözlerinin içinde de yok gelecek Masa örtüsünde bir gece evvelden kalan lekeler Acıtıyor… Dün gece koynunda bir yılan kıvraklığında Atlas çarşaflara emanet ettiği dişiliği Gümüş tepsiden düşen şehveti Tökezlenen sevişmenin son sahnesi Ak düşmüş saçların karnında bıraktığı sıcaklık Ağlatıyor… Şimdi abaküsteki boncukları azat etmeli Toprağa düşüp yeşermeli gözyaşları Akrep Yelkovanı zehirlemeli böğründen Zamanı tutup yakasından sokmalı zindanlara Bir dokunuşa bir ömür verilmeli Ölünmüyor… DİLA EMRAL AYDIN 26 Ekim 2009 20:30 İzmir Karşıyaka |