EŞİKTE DURAN İHANETİNİN UÇKURUNU ÇÖZ!Düş vurdu, iki yangın misali. Yenik bir elveda dökülüyor Nabzıma biriktirdiğim kırıntıları soğuk dualarımdan. Ah! Yine sarıyorum eflâtun bir güz kokusuna seni. Sahipsiz acılarla dolu bağladım nefesimi, Erteliyorum, isimsiz sıfatlarla Gün ışığına çıkmış yaralarımı dikişleyip; Bütün ayrılıkların rahminden çalınmış Usulca bir yağmur yağıyor. Hadi! Eşikte duran ihanetinin uçkurunu çöz! Ki, savur günâhlarını bakiresiz renklerinin arasından! Ben bu sürgün hikâyeden çıkıp gelemem. Ki, eylülse bundan sonra meskenim, Alnıma sürülen bir lekedir artık. Oysa buradaydım... İnce bir sızı gibi, Tekil bir günâhın içinde, Uğultulu duvarların dışında, Terk edilmiş bir kentin ılık rüzgârları gibi, Issız can çekişlerimi duymasan da; Buradaydım… Bir gece yarısı Çok uzaklardan Nefesini getirdi, hep sığındığım yangınların. Dilimin ucunda kaç hüküm giydi, Unutulmuş sandığın adın? Unutmadım ki, unutamadım. Buradaydım... Neye mahkûm edildiğini bilmeyen hasretimin Kıyısından tutunmaya çalışan kırgınlığımla Bir ölüm sonrası yine sen olacaksın diye, Buradaydım... Yine sana dirileceğim mühürsüz çığlıklarımın Menzilini bulamayan takatsizliğimde. Katran karası duasız boş bir kabirde /Şimdi ölümleri çoktan tükenen sevda militanı şiirlerim/ /Ve hiç dinmeyen sağanaklarım/ /Her harfi intizara açılan s/onsuz hecelerimde/ /Bilmesen de, sanadır mısralarım/ Buradaydım /Buradayım / Ya sen neredesin?/ YASEMİN CANAN.. |
Eşikte duran ihanetinin uçkurunu çöz!
Ki, savur günâhlarını bakiresiz renklerinin arasından!
her şiirinizde arı bir güzellik
tebrıklerımle
yüreğinize sağlık