Bulutak denizin saçaklarında doğar güneş! yetim gülüşlü gözler ısıtır kumsalları! sabaha doğan yalnızlıklar, sürür ayaklarını deniz, testisini kırmış sanki sızdırır acıları martıların çığlığına karışır hüzünler! sıcacık bir sofa arar yaşlı gözler! bulut olup yağmasa da iklimlerine, el ele tutuşmuş, çıplak ağaçlar da; dönmüş sırtını giysilerini sökmüşler teninden. gark olmak var ya ölümden! çamura batan "insan" yanlarımız mı? kirlenmişlik! rugan iskarpinlerin izinde can çekişen, ya da; temcit pilavı pişirilen! kokuşmuşluk damarı mı akan riyakâr düşlerine peçe takan şeytan ebemkuşağı renkleri sürer bulutun izini yüreklerdeki ezgiler ve kirlenmiş beyazın ritmi ne siyah, ne de gri çoban kavalı duyulur derinden hayır gelir mi? kurt dalamış sürüden. Ümmü AŞCI. |
Sağlıcakla.