TOPRAĞA DÜŞEN SU DAMLASIşimalden kopup gelir yürek sesi korku salan bir gürültüyle seslenir tanrı... ağlamayı iyi saymayan cenaha cevap/hayat verir bir kere düşmesin toprağa öpücüğü yolu, yazgısı doğuştan bellidir lokman ruhu gibi serinleticidir! rahvan atlar kadar inatçı beşik kertmesidir denizin! uzatmalı sevdası .... sıfır beden tanrı gözyaşıdır, su damlası! ince belli kıvrım kıvrım süzülür sevdasına kâh boz bulanık, kâh gri, kah çamurlu yatağı bohçası elindedir sevdası denize ve ulaşır mutlaka o bir aşktır bir nehir! kimliğinde yazar; damıtılmış aşk/can suyu; yüksek topuklu karlı dağlara da düşer toprağa da tekil damla imparatorluğudur, yağmur... ............................................................ mini mini küçücük bedene beş beden büyük bir göğüs kafesi! nikotine bulanmış sarı ellerinden okunuyor yazgısı dünyaya dar gelmiş bir kadın kaderin zenci kabuğuna beyaz façalar çiziyor aşağılık dünyanın kadınsı zorluklarına göğüs geriyor sıfır bedeniyle koca dünyaya kafa tutuyor üzerine abandığı yavrusuyla su damlası... pek hayra alamet değildir yüzüm yanarken ellerim üşüyor gözlerimi kaçıran kararlılık değil, biliyorum kocaman gözlerden fırlayan ateşe hazır aşikar bir direniş izi bu kadar kararlılık korkutur bazen ısırır adamı edilgen acabalara kondurur telaşları ellerim! parkinson filan değilim aslında içimdeki çocuk titretiyor onları halbuki, o kadar ıslanmışımdır o kadar yüksek voltaj yutmuş! demek bu kez başka çarpılıyorum... hâlâ bir mana veremiyor aklım kanımı rotatif pompalayan bu artezyene saçma sapan kelamlar dokuyor dilim havanın buzunu pürmüzledikçe gülüşlerin bilmiyordun ki; o şuh kahkahaların esiriydim neden bilmem farketmeni istemedim tavana asılmış süslü bir avize gibiydim tek farkım elektiriksiz/sarfiyatsız yanıyordum tek hissettiğim, şaşkındım aslında hiç birşey hissetmiyordum! ve soruyordum kendime neden hep yerde arayıp duruyordum? damladan denize sarılır ya suyun elleri görebilirsen nice şaha kalkmış sevda borusu çalan şiirler nice hamiline sevdaya sancak tutan, şairler taşır üzerinde ama karanlık okka müdavimiyse divitin yani alışıksan kendi üzerine damlatmaya fıskıyeni işte sudan çıkmış balık şaşkını olur o zaman şiaretin dizeleri... bazı şeyleri anlatmaya kelimeler yetmez bazen onları anlatacak kelimeler, yoktur! bulunmaz işte güzelliğin yanında nezaket kibarlığın yanında zarafet bazılarını anlatmaya kelimeler yetmiyor işte Toprağa düşen Su Damlası bu sensin işte... //...eğer hiçbir şey hissetmediğini hissediyorsan; işte o hiçbir şey hissetmediğini hissettiğin şey aşktır işte...// ToprağınSesi . |