Durup O’na Dönmeliyim
Arif bir temennayla selama dursun cismim
Arza değsin başım, araza sığsın sesim Göğsümde birleştirip avuçlarımı Güzel huylu, tatlı dilli olmak ne iyi Yine de en güzeli kendi dilimden dinlemek O nebevi türküyü Baksana âlem hakikat dönüyor Döndükçe bu âlem, eşya kanıyor “Sus!” dedi bana Tebrizli bir münzevi “Derdinin dermanı daha çok lâle yakın değil mi?” Yıpratılmış bir hazan Göz istemez açılmayı bazen Bir sancı harelenir Yüreğinde sudan da ince Oysa şahitlik lazım feleklerin Kaygısız raks edişine Kordan kadeh kırıldı çoktan Badesi zemine yâr oldu belli Bir yanı toprağın altında Bir parçası üstünde sözün Kırılgan, kımıltısız ve sitemli Her gelin gidecek Her düğün kalacak bir gün Ağlamak gereksiz Bilirim bu da geçer Bir çift yıldız müjde verir Ne zaman kalsam naçar Aklımın zümrütten sahilinde “Subhanallah” diyen yanım Durup yalnız O’na dönmeliyim |