Bilmem ki ne yapsam, şu nefesimi aşk ile bıraksam!Nice leylalar gelip geçti, mecnunlar aşkın feryadıyla kalbini dinledi Ruhun esaret altında kalan ne kadar emeli varsa hakikatlere yöneldi Lebbeyk derdirten aşk, mevare yolculuğuna çıkartan ulvi fark neydi Vuslata ram olmak ne cennet ve ne de cehennem için bir şiarı kalpti Beşer olmaktan arileşmek, sanki aklın idrak ile kavilleşmesi demekti Yürek hilkatinin gereğince beyne kan pompalayan sualsiz gerekçeydi Bir kalbin senasından gelen ahenk, feraset kim için farkı fark etmekti İnşirah neden hasretin ve umudun vahasında dillenen mukavementi İnsan aşk ve sevdanın firkatine abat olan, ruhun didarında anılandı Cennet ve cehennem ancak, onun bilinci kadar olan gam-ı heyecandı Aşk ne hevesin nede nefsi telakkilerin esaretinde kalan çaresiz sanıktı O hilkat ve aidiyetine sadık kalan ve esiniyle ruhlara akan nar-ı aşktı Korkutan ve haşyetiyle hevesleri kurutan ölüm, rahmetin inkişafıydı Kalp ve ruhun inhisarında firkatleşen sevdanın umudundan nidaydı Kaybolan, yitik yılların keşkelerende soluyanlar, onu nekadar anlardı Niye akıl ve irade, azim ve gayretin süruru, kalplerin farklı nazarıydı Leşi kim sever, etrafa yayılan kokusu ise hisseden kapler için bin beter Bizar olmak, hicranın burukluğunu yudumlamak baht için niye kader Anlayan ve aklı selimin arifleşen kalbinde ki o dert niye rahmet birader Aşk; halin demidir, hüznüyle sürur zerkeden ferdir, esindir gönül ister Mustafa CİLASUN |
Korkutan ve haşyetiyle hevesleri kurutan ölüm, rahmetin inkişafıydı
Kalp ve ruhun inhisarında firkatleşen sevdanın umudundan nidaydı
Kaybolan, yitik yılların keşkelerende soluyanlar, onu nekadar anlardı
Niye akıl ve irade, azim ve gayretin süruru, kalplerin farklı nazarıydı
Anlamlı ve güzel dizelerdi...Yazan ve düşünen yürek dert görmesin...Rabatlı