Geceler, Gündüzler Ve SırlarGecenin gözünden şafak sızıyor yine Kimbilir kaçıncı takvim yaprağı düşen Sessizliğin büyüsünü yırtıyor soluğum Huzursuz kıpırdanışlarla kıvranmaktayım. Yeni bir gün doğacak dünden farksız Sırlarımı gömeceğim yeniden en derinlere Karanlıklar çöktüğünde fısıldamak üzere. En hırçın, acımasız rüzgarları bekliyorum Hüznümün işkenceci anılarıdır onlar Uzanıp penceremden yüzümü kırbaçlatacağım Sızan kan ayaklarımdan akıp bitene kadar. Öksüz, yetim ağıtlar birikmiş dört yanıma Sözcükler çığlık gibi çıkıyor ağzımdan Çelik çiviler çakmalıyım dudaklarıma Mümkünü yok susmuyor, susturamıyorum Ne yapsam nafile, içimde kıvranan sese Ben karanlıklara fısıldamak istedikçe Sırlarımı gün ışığında serecek yerlere. Esel Arslan Kasım / 2010 / Ankara |
Ama sen kabullemezsin abi hiç boştan çelik çivi çakma dudaklarına senin devrimci yüreğin hep isyandır yaşanılan yanlışlara..
Tebrik ederim
Emeğine
Yüreğine
Sevdana sağlık
Dostlukla...