Tutulma..‘’Beni unutmana asla izin vermeyeceğim’’ diye bakmıştım gözlerine.. O soğuk Ankara gecesinin en ıssız saatinde, geldiğin gibi uğurlamak vardı seni.. Yada birbirini hiç tanımayan iki yabancı gibi yolculuk etmek yan yana koltuklarda.. Hani o son durağa vardığımızda, sadece yan yana oturmuş olmanın verdiği yakınlıkla tebessüm edip, çekip gitmek vardı farklı yollara.. Acısız, sızısız.. ‘’Kazanan yoktur aşk’ın savaşında’’ demiştin bir defasında.. Kaybetmeyi bir ödül gibi bıraktığın vakit avuçlarıma, payımıza düşen yalnızlık kadar kazanmıştık oysa.. Son bahar tekerrür ediyor sevgilim.. İçimi dün gibi, aynı şiddette acıtan Ankara’nın o en soğuk , en ıssız, en yalnız gecesinin tarihi tekerrür ediyor.. Birbirine teğet geçemeden çarpışan iki kurşunun içimizi parçalaya parçalaya bedenlerimizde hapsoluşu gibi taşıyoruz yalnızlığımızı.. Şah damarından soğumaya başlayan bu aşk’ın kendi kanına tutkun iki esiri gibi çekiliyoruz damarlarımızdan.. O sıcak ve tuzlu akışkanın süzülüşüyle gittiğin günden beri kirpiklerimin çatısından, Bilmen gereken bir şey var sevgilim; Sendin bu savaşta en çok kazanan.. |
Bütün otobüsler ayrılığın seferi için çalışıyor desem ? Hiçbiri umursamaz imdat çığlıklarını , soğuk içimize düşsede desem ?
Off be An/kara ! yüzü koyun mu baktıracaksın hep hayata !
Yazmalı şair'e devamını diye düşünüyorum desem. Ve hatta uzun uzadıya nesirlerin en başından gelirsiniz desem ?
Aslında daha yüzlerce unuttuğum ve yazamadığım cümleler var desem sayfaya düşen acı için !
Ah be şair'e Ah !
Sefil kokan yanlarım yine kabardı geceye okumakla başladığım ilk şiirde...
Bunca sızıyla kör olsun Ankara ...