TOPARLAN GEÇ KALMADAN
Taş döşeli yollarını arşınlarken hayatın
Muhasebesiz bu gidişe dur demek istedim Sorgularken yılları kurguladım olacakları Taviz tavizi getirirken bir bir bitiriyor Ne varsa azık ettiğin heybeden Toprağı düşündüm Soğudu birden yüreğim Taş kesildim sanki Nasıl olurdu türabın altın da beklemek Rabıtası bile ürkütüyordu Neden? Belki bakınca heybeye Tükenen azığın vahameti ürküttü Ya da dünyanın şaşalı cazibesi içine çekmiş Boğulurken ben sularında derin girdapların Kıyamadığım neydi ki dünyada Toprak değil miydi ki zaten aslın Aslınla hem dem olmak neden korkuttu? Yoksa kefene sığmadı mı dünya varın Anladım Sen nefsinin esiriyken nasıl girersin toprağa Türap sıkar seni Var mı hazırlığın varına dönerken Nasıl tükettin zamanı? Elindeki ilmi paylaştın mı? Bölüştün mü lokmanı? Hasenatın nerede? Nerede secdelerin? Nerede hani nerede? Uğruna gecelerini feryada boyadığın yalan sevdaların Olmayacak rüyalara dalıp varlığını unuttun sen Haydi Toparlan geç olmadan Aklını başına devşir al eline kitab-ı kâinatı oku! Ve yaşa gerçeğe ereceğin o gün gelmeden Hüsnalarla doldur defterin kalan sayfalarını Bire bin veren bir kazançla sermayeyi katla Ve hedefin türap değil türabın ötesin de ki Köşkü cennetler olsun Melek… |
saygılarımla efendim