Ölüm/üm...
Ölüm/üm…
Mümkün müdür? Bir an’a sığdırmak gözlerini, Yokluğunu koynuma aldığım gündü ölüm. Hatırlatıp her nefes, efsunlu sözlerini, Bana ömür çeşmemden ayrılık sundu ölüm. Sabrın bahçelerinde dolaşırken her sabah, Geceleri aklıma düşen bir dündü ölüm. Seni unutmak için sığıntı gölgelerde. Yüreğime bastığım, bir avuç kandı ölüm… Nazenin bakışına aldanan bir yâr gibi, Gözlerine bakınca yine canlandı ölüm… Sultanı olmak için cihannûmâ bir bağın. Bülbülle ah eyleyip, güle aldandı ölüm… Bahçıvan makasından gül damlarken toprağa, Son sevda ülkesinde bir avuç candı ölüm… Her gece yokluğunla yaşarırken gözlerim. Geceleri kâbusum gündüz hülyandı ölüm… Vefasız bir ömürde beklerken suretimi, Derûni bir sükûtta, sanki isyandı ölüm… Mahşeri bir yangında tutuşurken yüreğim. Bende bana yabancı, sende nihândı ölüm… Her nefes ülfetine inansam da ben onun, Kör olası nefsime, sanki yalandı ölüm… Vuslatını düşlerken yıllardır yokluğunun. Aşk uğruna sararıp, solduğum andı ölüm… Yusuf MESCİOĞLU. 30.05.2009 / 00.43 |