ECE/L
Bulutlara yürüdüm gök/yüzündeki
Yüzündeki gri geçmişe süzüldüm Arka planı cennetsel düşlerimiz vardı Şimdi uzaklıklar… Uzaklık göz perdemize sinik Biliyor musun Ece/l… İki yolda iki/imiz, Hayal püskürtürüz Kaderdi, e/fendi usulca bizi bizden alırken Tabutsuz, diri tümseğe Soğuk toprakla öpüştük! Ve/ Sancıyordu ateş ülkesindeki Ra Kum fırtınaları andırıyordu, Hayatın silsilesi, Serencamımız oldu Gözyaşları… Ve Nil taşmasıydı avazımız Bir şarapla kutsanan B/edenlerden değildik Eğreti bir yaşamayı Çocukluğumuzu çaldırarak aldık Artık hayal aromalı tek bir düş istemem Öp/üşürken bir gecenin vaktinde Zaman kısalıyordu tenhalarda Acılar ise uzuyordu Ve… Usul usul gelmesini arzularken ölümü, Ölüm: bir bedenin kaskatı kesilmesi! Değil mi? Aniler / mevsim değişiklikleri / ve depremler… Biliyor musun Ece/l? Hayat: büyülü bir madalyondur Kimine saltanat, kimine ucuz hayatı bahşeder Ve kabullenişi… Kabulleniş; sıradan bir hayatı ve ahlaka dair ise Pusudur. Geri dönüşümsüz zamandır Biliyor musun Ece/l… Geceler git gide ucuzlaştı sırnaşmayla Sahte gülüşler gün yüzüne çıkıyor Aydınlanınca bir yanımız Meteorların Kar yağışını haber ettiği bir kış mevsiminde, El ele gezerken Kar kuşları bizi uyarmıştı: “Aşk aşıların panzehiri yoktur” diye Biliyor musun Ece/l? Sen gözlerimle ben yokluğunla yaşadım. Ve çok kez görünürlüğü olmayan merdivenlerden Bizi sınarken, Kayboluyorduk gizeminden hayatın. Biliyor musun Ece/l? … Göğsümün üstünden dağlar devrildi … -Z.D.YAY -_____-2010 |
ve bana nasip olduğu için mutluyum.
tebrik ederim devrim.
yüreğine bol ilham ve sevgi diliyorum.