30
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1571
Okunma
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Garip Turna Bizi Senden Sorana
Garip turna bizi senden sorana
Şimdi bir yavruya kuldur diyesin
Aşkın zincirini takmış boynuna
Devr içinde Mecnun oldur diyesin
Gece gündüz ağlar hiç bir dem gülmez
Unutmuş eşini dostunu bilmez
Sevmiş bir güzeli artık vazgelmez
Aşık olmak müşkül haldir diyesin
Terkeylemiş eşi ile dostunu
Abdal olmuş eğne almış postunu
Gelen geçen çiğner oldu üstünü
Ayaklar altında yoldur diyesin
A zalim engeller yolumu bağlar
Yarimin hasreti ciğerim dağlar
Ab-ı revan olmuş durmayıp çağlar
Şol akan yaşları seldir diyesin
Gevheri der bilmem ben ne olduğum
Gurbet illerinde durup kaldığım
Aceplemem beyim şimdi solduğum
Bülbülün mekanı güldür diyesin
Gevheri
(Hayatı – Biyografisi)
Adı Mehmed’dir. Doğumu, değişik yerlere bağlanmakla birlikte, kuvvetli bir ihtimalle İstanbulludur. Yüzyılın ortalarındaki mecmualarda şiirlerinin görülmesinden yola çıkan araştırmacılar doğum tarihi olarak yüzyılın ilk çeyreğinden biraz sonrasını ileri sürmektedirler.
Onun, İstanbul ve Bursa’daki divan katipliklerini, imparatorluğun diğer büyük memleketlerinde de kısa aralıklarla yürüttüğüne bakılırsa medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. Aruz ile yazdığı şiirlerindeki söyleyiş de bunun başka bir delildir. Ölümü 1127/1715 ‘ten sonradır.
Şükrü Elçin, bazı şiirlerinde geçen Hacı Bektaş adını, onun Hacı Bektaş Veli’ye intisabından çok bir Bektaşi muhibbi olmasının işareti olarak kabul eder.Tameşvarlı İbrahim Naimeddin’in Hadikatü’ş Şüheda ve Müstakimzade’nin Tuhfe-i Hattatin adlı eserinde adı geçmektedir. Musiki ile de ilgilenmiş olan Gevheri’nin kendi adını taşıyan bir de hava vardır.
Aruz ile yazdığı şiirlerinde başta Fuzuli olmak üzere klasik şairlerimizin tesiri görülür. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında, belki de, aruz veznini hece vezni kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasını da rolü vardır.Usta bir aşık olması, onun sevilip örnek alınmasına vesile olmuştur. Pek az aşığa nasip olan bir husus da, sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmuanın bulunmasıdır.Şiirleri arasında çeşitli tarihi olaylara yer verenler de vardır. Avusturya’ya karşı açılan 1663 ve 1689 seferleri için söylediği şiirlerini bu arada sayabiliriz.Şairname’lerden sadece Gubari’de adı geçmektedir; Sun’i ve Hızri’de ise Cevheri adıyla kayıtlı olan şairin Gevheri olması muhakkaktır.
……………………………………………………………………………………………….
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-7-)(-)(-)(
Nazlı suna senden beni sorana
Bir ahu’dan yaralıdır deyiver
Bu sevdayı hayırlara yorana
Onun bahtı karalıdır deyiver
Gül dalına yağan ince şağ gibi
Viran olmuş bahça gibi bağ gibi
Üst üstüne bindi dertler dağ gibi
Onun derdi sıralıdır deyiver
Bir sevda ki ataş imiş kor imiş
Sevenlerin gözleri de kör imiş
Ömür boyu unutması zor imiş
Bu sevdanın kuralıdır deyiver
Buluşmanın arası da ırarsa
Nerde diye gelip beni ararsa
Sevdiceğim nereli der sorarsa
Yaban değil buralıdır deyiver
Şeyda bülbül gibi güle zâr’ından
Gönül yangınından ataş hâr’ından
Bitmeyen geceden yâr efkâr’ından
Onun başı harelidir deyiver
Senin hasretinden eridi yandı
Her nefes alışta hep seni andı
Çöllerde dolaşan mecnuna döndü
Ciğerleri parelidir deyiver
Lüzumsuz cevr ile geçiyor ömür
Bağlamış sineye gözleri kömür
Varmı ki bir sevda dört başı mamur
Şu dağların maralıdır deyiver
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
ETEK YAZILARI
şağ :Yoğun çiğ
hare :1. Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır:
Cevri :Eziyet, sıkıntıyla ilgili olan.
5.0
100% (19)