)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-7-)(-)(-)(
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Garip Turna Bizi Senden Sorana Garip turna bizi senden sorana Şimdi bir yavruya kuldur diyesin Aşkın zincirini takmış boynuna Devr içinde Mecnun oldur diyesin Gece gündüz ağlar hiç bir dem gülmez Unutmuş eşini dostunu bilmez Sevmiş bir güzeli artık vazgelmez Aşık olmak müşkül haldir diyesin Terkeylemiş eşi ile dostunu Abdal olmuş eğne almış postunu Gelen geçen çiğner oldu üstünü Ayaklar altında yoldur diyesin A zalim engeller yolumu bağlar Yarimin hasreti ciğerim dağlar Ab-ı revan olmuş durmayıp çağlar Şol akan yaşları seldir diyesin Gevheri der bilmem ben ne olduğum Gurbet illerinde durup kaldığım Aceplemem beyim şimdi solduğum Bülbülün mekanı güldür diyesin Gevheri (Hayatı – Biyografisi) Adı Mehmed’dir. Doğumu, değişik yerlere bağlanmakla birlikte, kuvvetli bir ihtimalle İstanbulludur. Yüzyılın ortalarındaki mecmualarda şiirlerinin görülmesinden yola çıkan araştırmacılar doğum tarihi olarak yüzyılın ilk çeyreğinden biraz sonrasını ileri sürmektedirler. Onun, İstanbul ve Bursa’daki divan katipliklerini, imparatorluğun diğer büyük memleketlerinde de kısa aralıklarla yürüttüğüne bakılırsa medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. Aruz ile yazdığı şiirlerindeki söyleyiş de bunun başka bir delildir. Ölümü 1127/1715 ‘ten sonradır. Şükrü Elçin, bazı şiirlerinde geçen Hacı Bektaş adını, onun Hacı Bektaş Veli’ye intisabından çok bir Bektaşi muhibbi olmasının işareti olarak kabul eder.Tameşvarlı İbrahim Naimeddin’in Hadikatü’ş Şüheda ve Müstakimzade’nin Tuhfe-i Hattatin adlı eserinde adı geçmektedir. Musiki ile de ilgilenmiş olan Gevheri’nin kendi adını taşıyan bir de hava vardır. Aruz ile yazdığı şiirlerinde başta Fuzuli olmak üzere klasik şairlerimizin tesiri görülür. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında, belki de, aruz veznini hece vezni kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasını da rolü vardır.Usta bir aşık olması, onun sevilip örnek alınmasına vesile olmuştur. Pek az aşığa nasip olan bir husus da, sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmuanın bulunmasıdır.Şiirleri arasında çeşitli tarihi olaylara yer verenler de vardır. Avusturya’ya karşı açılan 1663 ve 1689 seferleri için söylediği şiirlerini bu arada sayabiliriz.Şairname’lerden sadece Gubari’de adı geçmektedir; Sun’i ve Hızri’de ise Cevheri adıyla kayıtlı olan şairin Gevheri olması muhakkaktır. ………………………………………………………………………………………………. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-7-)(-)(-)( Nazlı suna senden beni sorana Bir ahu’dan yaralıdır deyiver Bu sevdayı hayırlara yorana Onun bahtı karalıdır deyiver Gül dalına yağan ince şağ gibi Viran olmuş bahça gibi bağ gibi Üst üstüne bindi dertler dağ gibi Onun derdi sıralıdır deyiver Bir sevda ki ataş imiş kor imiş Sevenlerin gözleri de kör imiş Ömür boyu unutması zor imiş Bu sevdanın kuralıdır deyiver Buluşmanın arası da ırarsa Nerde diye gelip beni ararsa Sevdiceğim nereli der sorarsa Yaban değil buralıdır deyiver Şeyda bülbül gibi güle zâr’ından Gönül yangınından ataş hâr’ından Bitmeyen geceden yâr efkâr’ından Onun başı harelidir deyiver Senin hasretinden eridi yandı Her nefes alışta hep seni andı Çöllerde dolaşan mecnuna döndü Ciğerleri parelidir deyiver Lüzumsuz cevr ile geçiyor ömür Bağlamış sineye gözleri kömür Varmı ki bir sevda dört başı mamur Şu dağların maralıdır deyiver Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz ETEK YAZILARI şağ :Yoğun çiğ hare :1. Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır: Cevri :Eziyet, sıkıntıyla ilgili olan. |