CevelânŞiirin hikayesini görmek için tıklayın *ısıltı...
ısı iletke fiili, karanfilin ettiğidir... . ..tatlı merzencüş’ün ağzında gezinirken evâmir aramızda, ne zaman perdesi vardı, ne suret, ne de mekân.. boynundaki bir tutam karanfil, boyuna ayaklanıyor tek sıkımlık canını alaçıklarda unutarak unutarak su yüzüne bıraktığı yangını tunç küreklerle çekiliyor ılgına sırf al börkleri soyunup ısırganlı dudakları dalansın istenciyle bir adamın bir kadını bir kadının bir adamı venüsten sözler indiriyor pelin dil hurcu, ısıltıya itkili gecenin hummalı yatağına gerilmiş köpürüp dalaşıyor gök bulutla deniz boğumlarını sıkıyor ardı sıra menengiç bir çıtırtıda kıyameti koparan zehir bulandığı korugan küllerinde yalpalıyor, isli kediler birisinin tek gözü mavi kentin meydanında semaha tutuşmuş tefler al kuşaklı gelin kızlara dönüştürüyor ânı zincirlerinden boşanmış dağ silsilesi bileklerinde eriyor denizlerin esmer bir lisânın çolpan rüzgârı ince beline dolanıyor başakların zencefiller kınında unutuyor en yalın sözcükleri, ilk elden çekebilmeyi taş gemide isyan çıktığından beri kımıldamıyor, uzlaşımsızdır hiram’ın elleri bir özlemektir kalıyor üstünde insanın. bir özlemek. insanı. ey fargesia murielae! neredesiniz? bizi emanette emin kılsın aşk-ı hünkâr ’’tektir ve biçimi yoktur’’ sevmenin... . |