YETİMNAMEI. körelmişse kalbinin şefkat nazarları… göremezsin bir yetimin gamzesinde biriken iri gözyaşlarını eski urbasına sinmiştir anne-baba kokusu ….. kuş uykusuna dönmüştür o eski kış uykusu şimdi bir yetimin âhı yankılanır yedi kat göklerde acının kıymığı batarken tene, …..tuz basılır kanayan yaralarına gözlerinden süzülür sımsıcak gözyaşları ….. düğümlenir boğazında kelimeler… II. son gülümsediği anı hatırlamakta güçlük çeker biçare… elindeki siyah beyaz resim yıpranmıştır öpüp koklamaktan aşınmıştır kapıların eşiği….. …..giden yolcuyu beklemekten rüzgârdan başka kim tarar ….. …..bir yetimin dağınık saçlarını? hüzün ki en büyük mirastır onlara acılardan geriye kalan… o ki acının resmini gözyaşıyla çizer gönül tuvaline umutları çoktan buruşturup atılmıştır hayatın çöplüğüne III. kırık dökük cümleler dökülür kırık kalplerden bir yürek meydan savaşından çıkmışçasına …..ortalık toz duman gönül meydanlarında yüreğin feryadına tercüman olur….. ….. hüzün mürekkepli kalem yıldızlar şahittir sabahı olmayan harlı gecelere …..iki kişilik nefes doldurur yetimler ciğerlerine biz ki ümmetin yetimleri, zulmün gölgesi altında… …..ayaklarımız çıplak kızgın çöllerde gerçekleri öğüttük masal değirmenlerinde …..gökteki yıldızları paylaştık aramızda …..hıçkırıklar başak verdi yetim yüreklerde …..dertleştik yıldızlarla mehtaplı gecelerde IV. zemheri soğuğunda ısındık kendi nefeslerimizle …..acıyı kıtlama bir çaya şeker yaptık öylece kanımıza karıştı hicranın baldıran zehri ..…suskunluklar çığlıklara gebe umutlar karşı dağın arkasında ürkek bir ceylan gibi kalemimizde hüzün mürekkebi, kelimeler içlice… kurşundan ağır bir yük baba diyen dillerde….. …..beni benden koparıp sana taşıyor gece V. taşıyamaz yürekler yetim gün/ahımızı …..çöller yeşerir gözyaşımızdan düşlerimiz dörtnala koşar kan kırmızı şafaklarda pişmanlıklarımıza düşülen bir dipnottur kızgın gözyaşları ….. merhametin elleri soğumuş ayazlarda hüzün büyüdükçe büyür düşlerin kanayan yerinde siz denizaşırı ötelerde, bizse sizden uzak berilerde ağlayık çehrelerimizde sükûnetin çığlığı dokuz doğurmakta gün geceye dönerken yüzünü …..saatler yine ayrılığı vurmakta …..gözlerimde yine ırmaklar kudurmakta VI. yalnızlık sinmiş evimizin badanasız duvarlarına …..takvimler o acı günü göstermekte hâlâ yarısı kırık aynalarda ararım gül suretini …..soframızda bir tabak öylece bekler uzanacak eli göçebe hüzünler yurt kurdu yüreğimde rüyalarıma gel ki hafiflesin fecrin sancısı …..gönül terazisi tartamıyor acının kurşundan ağır yükünü baba diyen diller dönmüyor ağız boşluğunda VII. ey acılarımdan beslenen hüzün!... acının resmini çizebilir misin gönül tuvaline? …..muhacir hissiyatımı dökebilir misin sözcüklere? …..kendini sığdırabilir misin bir ağıtın dörtlüklerine? gel ey gül yüzlü yâr müsvedde hayatımı çek temize!... sağalt gece yarısı apansız başlayan sancılarımı!... gel çöz beni sana bağlayan esaretin kalın zincirlerini!... …..ey kalbimin yitiği, ansızın çık gel emi!.... M.NİHAT MALKOÇ Not: Bu şiir Âşık Talibi Coşkun Kültür Derneği ‘Yetim’ Temalı Şiir Yarışması’nda Üçüncülük Ödülü kazanmıştır. |
soğalt gece yarısı apansız başlayan sancılarım!..
gel çöz beni sana bağlayan esaretin kalın zincirlerini!..
..... ey kalbimin yitiği,ansızın çık gel emi!..
Ey ülkemin medaru iftiharı sizi canu gönülden kutlar
başarılarınızın devamını dilerim.Selam ve mutluluklar sevgili hocam.