İfşaat
İmandan kıt ama şöhrette iri;
Fırsat bulduğunda dine bulaşır. Dünyayı kokuya boğarken kiri; Kıbleyi bilmeden yöne bulaşır. Boş teneke gibi gürdür tantana, Esir edilmiştir şöhrete, şana. Öze sövmek için bulur bahane; Ortaya bulaşır, yana bulaşır. Bir kere doğru söz diyemez dili. Küfrün vahşetine oynamaz kılı. Devranın gönüllü Ebucehil’i; Geçmişime kızar, güne bulaşır. Sevgisi yontulmuş, sevdası sahte, Dostunu unutur, vefasız ahde. Cilasına bakma, çürümüş tahta: Kılıç kılığında kına bulaşır. Ar, hayâ yoksunu savurur sözü, Kızarmayı bilmez, kösele yüzü. Yüreğinde his yok, andırır buzu; Bakışı soğuktur, cana bulaşır. Tufani’ye asla tahammülü yok. Nesebi belirsiz kökü, dalı yok, Terle kazanılmış dirhem malı yok; Bir kene misali kana bulaşır. Kamil Durmuş |
...
Tufani’ye asla tahammülü yok.
Nesebi belirsiz kökü, dalı yok,
Terle kazanılmış dirhem malı yok;
Bir kene misali kana bulaşır.
Kamil Durmuşoğlu (Durmuşoğlu)"
..................................................
Doğruyu görsen bile söylemezsen; sevenin çok olur; bize lâzım değil... değiştirecek ne yüz ne de astarımız var. Elhamdûlillâh...
kadiryeter Kadir Yeter. 09.9.2014 TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/siir/404434/ifsaat
Kamil Durmuşoğlu (Durmuşoğlu)