Böylece...külfetini vebalime yükleme taşıyamadığım kendim almış başını gider düş kentlerine birde sen yel değirmenlerinde öğütülen bedevi çaresizlik oldun içimde kimlik arayan bir kimsin/kimim aranan her yerde bir merhaba kimde susaldı herkes nerede çapaklı bir bakıştan akan ışığın gölgesi yarı açık dostluklarda kapanmış bir suç dosyasına hüküm giymiş bir fikir diyafram kafeste itiraf ihtilaf bir anlamsızlıktır anlaşmazlık içimi kemiren her yerde anlayamıyorum içinde ay ışığı kırılmış gülüşmeler ise çoktan geceye yayıldı çoktandır kayboldu düş ülkesinde çoktandır özlediğim yokluğunu sardığım bir etamin kumaşın kokusunda sararmış resmeder dünya yıl 2010 ve daha nereye... nelere çoğalacak bu zaman azalarak sızan ömrümüzde samuel diye bir Yahudi cono çingenesi hınzır karadenizin laz idrisi kürt remzi ‘topraktan geldin/toprağa gidiyorum’işte |