A N T A L Y A
Antalya
Seni seyrettim Antalya, şu Yivliminare’den.. Doyamaz görmeye inan, seni birkez seyreden. Limon, portakal çiçeği, yâsemin, karanfiller. Antalya’ya renk veriyor, zakkum ve begonviller. Sâhillerde râkım sıfır, Antalya’da en az yirmi.. Neden böyle olmuş diye doğaya söylenir mi? Zaten güzellik burada, adına denmiş falez. Seyrederek Akdeniz’i gel, falezlerde bir gez! .. Yolumuz, bu falezlerden süzülürken aşağı, Karşımıza dikiliyor heybetiyle Beydağı. Akdeniz, çarşaf misâli Antalya’ya serilir. Böylesine güzelliğe, tüm bir ömür verilir. Bir tarafta Konyaaltı, diğer yandaysa Lâra, Sımsıcak yaz günlerinde kendini sal sulara... Geçilmiyor sıcak günler sulara saldırandan! . İntihar ediyor sular, şu Karpuzkaldıran’dan... Topçam, Çaltıçak, Faselis, tüm yaza yeter artar Böylesine güzelliği, ancak insanlar tartar. Serin meltem rüzgârları okşadıkça tenini, Yumuşak kadife gibi, sarar tüm bedenini. Gece Manavgat meltemi, gündüz se Akdeniz’den, Sâhilde mangal sefâsı, ziyâfet kesenizden. Uğramadan geçmek olmaz Düden Şelâlesine Son verirsin istemeden, dünya meşgalesine. Görülecek yerler mi yok, el atsanız ellisi! Hem sıradan yerler değil, eli, yüzü bellisi. Lidya, Frikya, Selçuklu, tarihi eser dolu. Gidilecek yol mu yok ki, her taraf kral yolu. Termesos, Aspendos, Perge, bir yığın ören yeri, Eski tarih fışkırıyor kazıdıkça her yeri. Olimpos’ ta dağ yanıyor, Saklıkent’ te kar dolu. Manavgat’ tan Alâra’ ya, her taraf akar dolu... Bugün Beşkonaklar’dayız, yerimiz Köprüçayı. Şöyle, suyun kenarında içerken demli çayı... Bir yandan seyret sularda boğuşup duranları, Ulu çınarlar altında, hayâller kuranları... ...... Saymakla tükenmiyor, Antalya güzelliği... Türkiye’nin en has yeri, bu şehrin özelliği. Derler ki bu şehri Tanrı, kendisine saklamış! Sonra vermiş insanlığa, kemliği yasaklamış... TDK: kemlik: kötülük, fenalık, fesatlık... rakım : Antalya’nın rakımı 39 m. Dir.Şair bu şiirini, Atatürk ............ parkının 20 kotundaki merdivenlerinde yazmıştır... Antalya-1999 Halil Şakir Taşçıoğlu " BİZİM ELLER" KİTABINDAN. ] |
Doyamaz görmeye inan, seni birkez seyreden.
Limon, portakal çiçeği, yâsemin, karanfiller.
Antalya’ya renk veriyor, zakkum ve begonviller.
Sâhillerde râkım sıfır, Antalya’da en az yirmi..
Neden böyle olmuş diye doğaya söylenir mi?
Zaten güzellik burada, adına denmiş falez.
Seyrederek Akdeniz’i gel, falezlerde bir gez! ..
Yolumuz, bu falezlerden süzülürken aşağı,
Karşımıza dikiliyor heybetiyle Beydağı.
Akdeniz, çarşaf misâli Antalya’ya serilir.
Böylesine güzelliğe, tüm bir ömür verilir.
Bir tarafta Konyaaltı, diğer yandaysa Lâra,
Sımsıcak yaz günlerinde kendini sal sulara...
Geçilmiyor sıcak günler sulara saldırandan! .
İntihar ediyor sular, şu Karpuzkaldıran’dan...
Topçam, Çaltıçak, Faselis, tüm yaza yeter artar
Böylesine güzelliği, ancak insanlar tartar.
Serin meltem rüzgârları okşadıkça tenini,
Yumuşak kadife gibi, sarar tüm bedenini.
Gece Manavgat meltemi, gündüz se Akdeniz’den,
Sâhilde mangal sefâsı, ziyâfet kesenizden.
Uğramadan geçmek olmaz Düden Şelâlesine
Son verirsin istemeden, dünya meşgalesine.
Görülecek yerler mi yok, el atsanız ellisi!
Hem sıradan yerler değil, eli, yüzü bellisi.
Lidya, Frikya, Selçuklu, tarihi eser dolu.
Gidilecek yol mu yok ki, her taraf kral yolu.
Termesos, Aspendos, Perge, bir yığın ören yeri,
Eski tarih fışkırıyor kazıdıkça her yeri.
Olimpos’ ta dağ yanıyor, Saklıkent’ te kar dolu.
Manavgat’ tan Alâra’ ya, her taraf akar dolu...
Bugün Beşkonaklar’dayız, yerimiz Köprüçayı.
Şöyle, suyun kenarında içerken demli çayı...
Bir yandan seyret sularda boğuşup duranları,
Ulu çınarlar altında, hayâller kuranları...
......
Saymakla tükenmiyor, Antalya güzelliği...
Türkiye’nin en has yeri, bu şehrin özelliği.
Derler ki bu şehri Tanrı, kendisine saklamış!
Sonra vermiş insanlığa, kemliği yasaklamış...
-------------
Antalya evet bu sonbahar mevsiminde orda olmak ne güzel,harika şiirinizle Antalya'yı bize anımsattınız tebrikler,sevgi ve saygılarımla...