Hoşça kal.Gecenin çığlıkları düşerken suretime, Hüzünle azan ağrılarım sızım, sızım. Yasaklı ve keşfedilmeyen sınır ötesi, Vizesi olmayan şehirdi bedenin, Kaç yolcunun konak yeriydi bilinmez? Kimliksiz sevdanın ağrısıydı, sol yanımda yuvalanan. Yokluğunun garip sancısıydı bedenimde gezinen, Tüm benliğimi haince ele geçiren. Hasretinin acısını taşırken göçmen kuşları, Ayrılığa kanat çırparken, Ağlayan bulutlara sarılıyor, Yarım kalmışlığımı, aşkın zehriyle emziriyor, Ulaşılmazlığını kundaklayıp, göğsüme basıyorum. Kendimi yalancı bakışlarından sürüp, Yüreğinde mahkumiyete gönderiyor, Tüm demir kapıları çekiyorum. Yoruldum ve çaresizliğin koynuna uzanıyorum. Şafağın kızıllığın da gün ağarırken, Yokluğuna kan kusuyor nehirler, Ulaştığı her coğrafyada güller soluyor, Şakağından vuruluyor dağlar, Sensizliğin karabasanları perdeleri aralayıp, Güneşe merhaba diyor. Ve ben yaralı gülüşlerimi, Sana emanet edip, hoşça kal diyorum… ASMEROZ-62 GÜLŞEN POLAT 18.10.2010/ BURSA .......................................................... Şiirime mükemmel yorumu ile can veren değerli üstadım Erbil beyefendiye sonsuz teşekkürler... |
Hüzünle azan ağrılarım sızım, sızım.
Yasaklı ve keşfedilmeyen sınır ötesi,
Vizesi olmayan şehirdi bedenin,
Kaç yolcunun konak yeriydi bilinmez?
Kimliksiz sevdanın ağrısıydı, sol yanımda yuvalanan.
Yokluğunun garip sancısıydı bedenimde gezinen,
Tüm benliğimi haince ele geçiren.
kutlarım
güzeldi
sözcükler harıkaydı