7
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2470
Okunma
Tan vakti bahçem de bir yaslı çığlık,
Kalktım o çığlığın izini sürdüm.
Sordum o an, nedir bu hal bu kılık,
Sizi neden böyle bir halde gördüm.
Gördüm ki azminiz sulara düşmüş,
Boğulmuş aklınız neden, niçin de...
Narin gövdenize kurtlar üşüşmüş,
Ruhunuz bir boşluk...Boşluk içinde.
Kalkıp doğrulmaya yok mecaliniz,
Rüzgar başınızı yerlere eğmiş,
Yarından ümitsiz bedbaht haliniz,
Bir bakın kimlerin canına değmiş.
Kendi kendinizle bitmez cenginiz,
Kimdir içinizde gizlenen kalleş ?
Kopmuş bağlarınız, solmuş renginiz,
Çekmiş üstünüzden şavkını güneş.
Artık ne eşiniz, ne dostunuz var,
Bırakmış tutmayı topraklarınız.
Sanki ulaşılmaz, ses geçmez duvar,
Sıvanmış balçıkla kulaklarınız.
Gelin kendinize silkinin haydi !
Vakit görülmezi görme vaktidir.
Başı yok, sonu yok, bu kinin haydi,
Hepinizin rengi aynı renktedir.
Ayak seslerini kalkın ve duyun !
Kökleriniz için çalmakta ziller.
Siz kavgasındayken bir damla suyun,
Üstünüze çıkmış tepişir filler.
ahmet turgut atlık
15.10.2010
5.0
100% (7)