Halin Nicedir Diye Sorma
Halin nicedir diye sorma
Terki diyar eylediğin günden beri yanıktır bağrım Yele gelmiş kuşkanatları gibi çırpınır durur yüreğim Eşini kaybetmiş mor güvercin çılgınlığı üzerimde Boz kayaların ardında arar dururum anılarını Yosun tutmuş yüzeylerinde sancılanır kıvranırım Kırağılar düşer her sabah üzerime Karşılıksız aşklar gibi kara sevdalı ve çaresizim Susuz topraklar gibi yanık ve hasretle kavrulmuşum Rutubetli gözlerimden hayalin süzülür, düşerim çorak topraklara Dökülen her damlanın tuzu yakar kanayan yüreğimi Ellerim hayaline gezinir durur gökyüzünde Kayan yıldızlara tutunur hasretinle dalarım uykulara Her gece yakarım aşkın ateşini Sevdan bağrımda filizlenir çölün sıcak kumullarına dikerim Dudaklarım alev, alev yanarken sam yeli vurur Kum fırtınalarıyla birlikte dağılırım vahalara Serabım olur kalırsın rüyalarımda Sonsuz gecenin yitik krallıklarına uzanırım Deli bir rüzgar eser, savrulur dallar başımın üzerinde Yapraklar yeşil, yeşil dökülür harınla yanar Sararır toprak üzerinde gazele döner, kıskanırım Uçsuz bucaksız nehirler akar kara sevdamın üstüne Akan sular sana susuzluğumu durduramaz Dağılır tüm bedenim karışır deryalarda tuzlu sulara Balık olurum çaresiz ve nefessiz dalarım derinlere Okyanus gözlerinde kaybolurum Dalgalar vurdukça kıyıya kayaların yüzeyinde yosun olurum Biçare sulara çizerim resmini Ressamın fırçasında rakssa gelir kızıl saçların yüzer denizlerimde Sevdamın eyyamı vurdukça ta beynimin ortasına Aynalara savrulur param parça olur hayaline dağılırım Kıymık acılarının sızısı çöker içime Cam kırığı kanayan yaralarım da Tuzlu sularda gark olur kaybolurum Depreşen duygularım demircinin örsüne çekilir Körüklü ocaklar karşısında ateşinle tava gelir Çekiç sesleri arasında olgunlaşır, diyar, diyar Hasretine tezgahlara gelirim. Su verilmiş çelik edasıyla Gözlerimden gözlerine doğar Dağ başına çökmüş bir sis gibi süzülürüm kalbine Şimdi halin nicedir diye sorma. Kayboluyorum kızıl akşamlarda hasretine |