Kimse ölmesin diye.hiç kimse ölmesin, yaralanmasın diye vazgeçtim tahtımdan. esir düşmesin diye kimse, değmesin diye bileklere zincir girmesin diye masum rüyalara yenilgi, korku, öldürmeye dair fikir payım olmasın diye, kin’le, ah’la düzülen ağıtlarda adım anılmasın diye lanetli beddualarda caydım krallığımdan ve tüm arka bahçeleri, tahta kılıcımı bırakarak savaş meydanlarını gittim. büyümeden daha, daha marşlarla kirletmeden dudaklarımı çiçekli baharlara teşne yüreğim eylül hüznüne kurban boynumla türküler söylemek için gittim “küçükten yar seveni cennete gönderseler” ben bunu artık kimse ölmesin diye yaptım erguvan renkli gecenin koynunda vurdum yere gazoz kapağı nişanlarımı, madalyonlarımı ve renkli kartondan apoletlerimi mantar tabancamı, sapanımı, azâd ettim bütün tahta atlarımı limon kasasından kalkanımı sütre gerisinde bırakarak yürüdüm korkunun, ve zulmün tüm lehçelerini kimse ölmesin diye yaptım ben bunu. artık hiçbir kibrit kutusunun manzarasına aldırmıyorum kahve çöplüklerinde tüm ihanetler tutuşsun diye yaktım yağmurlu günlerin birinde sırf çocuklar renkli ucuz hiçbir şeye kanmasınlar diye şimdilerde kağıttan gemilerde yüzdürülen üstümüze yürütülen yani canımıza yani ebedimize ve dahi edebimize yelken açan ne varsa karşısında dursunlar diye vazgeçtim çocuk olmaktan erken açan çiçekler gibi meyveye durmadan dökülen düşler olmasın diye şimdi sen avare satırlara mana olmak isteyen tutuş bu sessiz kavgaya bak bekliyor işte karşında herkesi bekleyen talan ederek yürüdüm, sınırlarımı mahallemi, geniş apartman girişlerini bütün ara sokakları terle kazanılmış mevzilerimi hiç kimse ölmesin diye yaptım "konma bülbül konmaa, nergiz dalına öldürürler aman aman aman bir yar yolunaa" |
birinci cümle sehven yanlış yazılmış "kazanılmış" olacaktı. diğeri "ebed" yani gelecek
"Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir." N.F.K
Saygılarımla