Bu sevdadan söyle geriye ne kaldı!Her yanım boş, vecdi kırılmış bir sarhoş… Bir avare değilim, yolun istikameti için viraneyim ve belki deliyim Teslim olmak, inanmak için bahanelere sığınmamak meğerse suçmuş bilemedim Gönül sesimi dinledim, hissiyatımla yol yardam için edepte ikamet ettim ve eridim Ne söyledinse, kahır içinde nefeslendinse… Hatalı ben miyim diye defaten halimi taradım ve arandım, ikna olmadın Vehimlere saldırdın, ne kalp tanıdın, ne insan diye bir nebze tefekküre adımladın Sonra pişman olduğunu, yanlış anlaşıldığını sıraladın, lakin muhabbet bırakmadın Sanki umut içinde diktiğim fide kuruyordu… Nereye baksam karşıma kuraklık çıkıyordu, güneş elinden geldiğince yakıyordu Ne bir hal bırakıyor, ne su için an tanıyor, akılımı başımdan alıyordu, bilmiyordun Ruhumun hicran damlalarını görmüyordun, sinin sürurunda ne varsa koparıyordun Bilmiyorum ki ne söylemeliydim, boyun mu bükmeliydim… Keyfiyetin yetmesi için beklemeli miydim, sabır içinde dirilip veya çürümeli miydim Kanaat için, bahtım bilmem ki ne kadar elimde olan bir seçim, geçim eza nasıl vehim Kırıldı kollarım ve muhtaç halim, hazan için nefes alıyor ahtım, hüzünle sabahlarım Ne yarlar gördüm, mazi içinde ibreti derledim, idrake evet, dedim… Bir hevesin, hesapsız serilişin, bahaneler içinde seyreden bir halin bekçisi olamaz Can, ezanın ve pranganın vicdanına bırakılamaz dedim, kalp niye var, akıl kime kar Umutlar, ecrin ve ihsanın vuzuhunda açılan bir bahar ve nitelikle ruha aşkla bakar Ne söylesem kar etmeyecek, gönül dili mutlak bilinecek… Aklıselim ile yola girilecek, hesabi olmak ne demekmiş mutlaka bilinecek, seçilecek Aşksız, sevdasız ağlamak kar etmeyecek evet görülecek, dirilmek için sabra geçilecek An ve hali zaman, ömür denen ihsan, sabır içinde ki vicdan huzura erdirip yeşerecek Mustafa CİLASUN |