***SUSKU İŞGAL TERK***suskunca, suskun işgalini izliyorum adım adım, parsel parsel sahiplenmene bakıyorum… önce gözlerimi sonra yüreğimi tüm bedenimi ve benliğimi her zerremi… işgal edişini suskunca suskun izledim… güzelliğin fitnebaz güzelliğin ki senin tek silahın ve onu acımasızca hiçbir etiği olmayan yasa tanımadan kullanan, zekan bir de gülümseyişin ki hain ve zehirli bir ankebut gibi tuzağını gizlemektedir ardına… ben susuyordum… sen ise tüm güzelliğinle durmadan yorulmadan namahremlerime değin durmadan ilerliyordun… ben görmemezlikten geliyordum… sen ise hiçbir şey olmamış gibi talan edercesine, kazanılmış bir savaşın ardında muzaffer askerlerin edasıyla durmadan yağmalıyordun bana ait güzellikleri… doymadan doyuma ulaşmadan ateşlere veriyordun medeni olan her yanımı yok oluncaya kadar… sıradan ama bana ait yarasız, beresiz herkes gibi derin olmayan, sığ yuvarlanıp giden mutluluk maskesine bürünen benim olan bir hayat… teslimiyet… bayrakların düşmesi kalelerden… teslim etmek… tüm anahtarlarını şehrin tüm kapılarını evlerin açmak ardına kadar… truva atlarına. teslimiyeti yaşamak… portakal rengindeki doğuşları güneşin bir daha görmemek. karanlığın merhametsiz, ar perdesi yırtık, arsızlığından aldığı cesaretle saldırgan ve korkusuz.. gecelerin iklimine girmek senelerce… durmadan yaralanmak henüz alışmadan yarana yeniden süngülenmek bir yerlerinden… yaralandıkça, derinleşmek kanadıkça bir yerlerin anlamını bulmak hayatın yaralandıkça yararlılaşan kıvrandıkça acılardan yüreğin parçaların yerine oturması yap boz hayatın… içilince, o zehir ki damarlarında adım adım dolaşarak mahkum ederken bedenini ruhun yükselerek çıkar yalancı miraca ikilemler, ikilemler sığınır hüzünlü iklimlere… ve terk… terk edilme… yağmalanıp yok edilince tüm kaynakların yok edilince zenginliklerin bırakıp gider ülkeni düşman kuvvetleri… bırakılıp terke açılınca yelken tahribata uğramış bir beden bir yürek ki onarılması gereken döngülerle, gel gitlerle aşkmerang tuzağına düşmüş zihne, kendini dayatan bir çöp yığınına dönmüş anılar… ve gözyaşlarıyla yıkandıkça temizlenmeyip izi kalan kirli aşk lekeleri… ve kocaman suskuya gizlenmiş bir çığlık… |
temizlenmeyip izi kalan
kirli aşk lekeleri…"
her ne kadar insan temizlenmediğini hissetse de, gözyaşı ve tevbe tüm lekeleri temizler. ama yine de insanın içinde bir yerlerde acısı hep duruyor. buna da hayat deniyor. tebrik ederim. şiiriniz çok güzel olmuş.