SemramŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ramazan ayının 2. günün de Akçiğer kanserinden ölen ve 40. günün anısına kız kardeşim Semra’ya ithâfen yazılmıştır.
Adın dilim de, sonsuz acımızla kayboldun,
Şimdi kaldık sensiz, ağlamaktan yorgun. Düşüyorken son yapraklar dallarından... Mecburmuydun gitmeye hayatın baharından? İstermiydin ölmeyi, bu ne arzu, ne tutku? Bıraktın yüreğimize iyileşir sanma bu korku. Ne yaşadın ki, neydi yaşın senin? Çokmu sevdin gittin, ölümmüydü tercihin? Ne mal istedin ne mülk, sen giderken, Ölmeyecektin kardeşim bu kadar erken. Öleceğiz hepimiz! bu ten fani nihâyet, Sana biter mi özlem, biter mi hasret? Ebedisin her dem, bırakıp gitsen bile, Üzülmek yeter mi? şimdi ne yapsam nafile. Kalmadı artık anlam, bu mana da kasvet, Diliyorum Allahtan, senin için rahmet. Ecel Hâktan kâbûlüm, neden kanser kazanan? Dualârım sanadır, ellerim Rabbe uzanan. Uyuyorsun farz et yağarken karlar... Ruhunadır duy, tüm okunan fatihâlar. Kabrine gül koydum, duruyorum selam, Unuturmuyum seni, cennette olsan Semram. Not: Ölümünün 40. gününde kız kardeşim Semra’ya ithâfen... |
Allah kardeşinizin mekanını cennet etsin. Geride kalanlara sabır versin. Şiiriniz güzel bir vefa örneğiydi efendim.
Saygımla...