"BEN SENİ "
Ben seni en delişmen ilkyazlarda çiçeğe duran çağlaları
En parlak dolunaylarda oynaşan yıldızları En ışıltılı yakamozları,kumsalı usulcacık öpen dalgaları Nazlı kırkikindi yağmurlarını sever gibi sevdim Ve ben senin bütün heyecanlarını, Ak sonsuzluğa koşan cilvelerini En derinden bakışlarını,kekik kokulu ellerini En hüzünlü iç çekişlerle derinleşen eylemlerini En hırçın edanı yüreğimin öteki yarısı bildim. Artık Samanyolu’na gönder gözlerini Bulutları giydir gülümsemelerine... Çünkü iflah olmaz ıslıklar dökülüyor dudaklarımdan! Son tren de kalkana kadar Seni bekleyen biri var şimdi avuçlarında. Biliyorsun bunu Çok iyi biliyorsun! Ne vakit şehla sözcüklerinle konuşsan Bir buluttan daha oynaklaşıverir İçimdeki sevinç kırpıntıları… Ve sen ne vakit Kırılmış bir keman gibi sussan Kanar içimdeki yaralarım. Ne zaman Nisan yağmurlarına inat Gözyaşlarınla sulasan yüreğimi İçimdeki başaklar solmaya yüz tutar Apansız... Benden başka kim söyleyebilir Gözlerinin süzüldüğü yerde O afacan, Ele avuca sığmaz nar ağacının Çiçeğe durduğunu? Kimsecikler diyemez benden başka Gözlerinin döküldüğü Arnavut kaldırımlarda Ayak izlerin olduğumu! Çığlık çığlık adını söylerim Bir adım ötede olsan. Yağmura dokunan bir nefes olurum Seni bir adım yanımda görsem. Donakalırım kayboluşlarında Fırçaya dans eden bir balet olup Bütün düşlerimi kırmızıya boyarım... Tuvalimde şekillenir Tüm yarım bıraktığım resimlerdeki gökkuşağı Sen elimden tuttuğunda… “Merhaba! ” deyişinle başlar tüm tarihlerim... Haykırışlarım hüzzama dönüşür Çöllerde yorgun bıraktığın zamanlarda… Geçmişin onarılmış konakları gibisin Bilirim! Hiç büyümeyecek bir çocukça yazılıdır adın İçimin alfabelerine... Seni bir saniye sonrasında özlemek Çekilmez bir sızıdır Ağır gelir göz kapaklarıma. Düşlerim işte o an Silik çıkar Uçsuz bucaksız tüm vadilerimde. Tüm gece yarısı şarkılarını hep sana bestelerim habersizce... Kendimden taşınırım senin olmadığın zamanlarda bir miho gibi sonsuzluklara... Suyun sesine koşarım gölgelerine sığınarak... Tünellerden alır ötelere götürmek isterim de naçar kalırım çığ düşmüş düşlerimin bütün yıkılışlarında... Yelkovanı bozulmuş saat gibi Bütün zamanlarım altüst olur ’Ne diyeceğim! ’ dediğinde Dururum. Necdet Arslan |