Dillerde Titriyor Zamanneydi paylaşamadığımız vuslata çivili yürekte hoyrat bir gençliğin kurgusuz düşleri üstünden nemalandık sözde yalancı bir ömrün neyini bölüşemedik bıkmadan baş vurduk duvarına pervasız baskınlar düzenledik aşk yurdu’nun toprağına ateşlerden emzirdik hislerini talihsiz işkencelerle kıskançlığın askısında tuttuk aşk’ın ellerini kaç nefes boğuldu sana gelen yolda haberin varmı en geniş mekanlarda yaşadık en sığ ayrılıkları direnemeden haksızlığına sevgiyi inkar yeminlerimize kattık birbirimize çoğaldığımız kadar kaldık çelimsiz bozgun kelimeler yuvalanınca dilimizde başaramadık işte ihtirasın ipek peçesi indi gözlerimizde ömür ortasından yeşeriyor zamanın kırıkları yitik bir aşk artçısından öylece dillerde titriyor zaman bir ikindi serinliğinde düşen gece gündüz arası bir renkti gözlerin pişmanlıklar ne kadar da yoklasa nabzı emanet umutlar beklenecektir sabah çığlıklarından kuşların... mevsimlerin üstünde bir yorgan ıtırlı bir kaktüs yaprağı ağlar gibi gülen yüzlerde kalsaydı biraz dostluğun bırakabildiği soğuk kırağı hiç konuşamasa da içimizdeki dilbaz şimdi zamanın her doğrusunda sen yoksan sır yumağından kalkmayacak demektir baş’lar suçlu masum hafiyeliğinden bihaber dolduracaktır mutlaka çukurlarımızı dağlardan kopan o sihirli tümce kılığındaki taşlar biliyorum... Faruk Civelek |
ıtırlı bir kaktüs yaprağı
ağlar gibi gülen yüzlerde kalsaydı biraz
dostluğun bırakabildiği soğuk kırağı
hiç konuşamasa da içimizdeki dilbaz
Hocam şuracıklarda bir minder yokmudur, Ben burada takıldım kaldım.Eser yine kusursuz lakin esinti biraz burdu içimi.Selam ve sevgimle..