Martıların Gözyaşlarında Boğuluyorum..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Gidersen
bu şehir toplayamaz kaldırımlardan parçalarımı, toprağın kokusu öksüz,filizi nedensiz kalır Gitme
Uzunca bir süredir kışkırtılmış acılarımın sindirdiği gülüşlerime
Hesap verme durumundayım Suskunluğumun duvarlarına sakladığım yokluğun Dehşetli sancılarla çarpıyor suratıma Ve ben uykusuzluğumun en sersem bir vaktinde Kalbi durmuş saatle göz göze geliyorum Yemin ederim sensiz geçmeyen her saniyeyi vuracağım.! Beni merak eden sesinin titreşimlerini özledim Sen yine meraktasın biliyorum Ama sesini duymak özlemimi dayanılmaz kılıyor bilesin Beni özlemeni ne çok özledim Bilmek istermisin? Beni sana hasret bırakan sensizliğe mahkum eden Aynadaki suretime ne çok kinim var Duymak istermisin? Bu tanıdık odada bir mülteci gibiyim Beni bırakma dediğimi ve sen bana kıyamayıp giderken Benide yanında götürdüğünü unutmuş gibiyim.. Biliyormusun sensizlik kol geziyor vurgun yemiş gecelerde Uçmayı unutmuş martılar gözyaşlarında boğuyor beni Oysa Tüm düşlerim sanaydı kayan tüm yıldızlarda dilenen senin adındı Gözyaşlarım sadece yüzüne akmayı isterdi Olmadı sevdalım olmadı.. Hiç bu kadar uzun sürmemişti avaz avaz suskunluğun Ne yapmalı şimdi Ürkek nefeslerimde boğulmaya terketme beni YAPMA.! Ellerin ve nefesin benden bu kadar uzaksa benim ne suçum var Hep yarımlarla yaşadım ama sana dair yarımlarla ölmek istemiyorum Bazen beni unutabileceğin ihtimalleri titretiyor Buz gibi güneşin altında canımı Öyle hain ki sensizlik Öyle hain ki yokluğun azap denizleri değil Martıların gözyaşları boğuyor beni.! Artık şimdi Evına dılemın diye başlayan satırlarda Kurşuna dizilmiş bir sevdanın kanı akmakta Ağaçlar yeşil elbiseler giyinmişken Yerlere döktüğü sarı kuru yapraklarla gidiyorum Tüm yeşillerimi sana bırakıyorum sessiz sedasız gitmek isterken ölüme Sensizliğin zaten ölüm olduğunu unutmuşum affet.! |