.pürüzler...gerek.
iki şiir birden; kutsal bağlantı.
pürüzler Odana alabildiğine saçtığın karanlığı hissettim. Sana doğru koşmamın, elinden tutmamın sebebi bu histi belki de. Alışkanlık değil, bağımlılıksın artık. pürüzler. Aklımızla halletmeye çalıştıkça işin içinden çıkamadık. Düşünmenin yetersiz ve çaresiz olduğunu anlamak için bile düşünmek gerekti; Ne acı. Şimdi ben denize baktığımda, Rüzgarı tattığımda, Hatta seni aydınlattığımda -gece karanlığında- Senin olacağım. Çünkü sen duygularımı kağıda boşaltmakta en zorlandığımsın. Anlayamadığım bir şekilde Bana benden daha yakınsın. Ve şimdi sen; Bj. Konuş bakalım: var mısın? Pürüzleri göze alıp koşmaya, Gökkuşağının başlangıcını bulmaya, Odanın duvarlarını yeniden boyamaya; Benimle. Sen,ben olmayı göze alırsan, Sen-Ben olmayı göze alırsak Pürüzler bile kalmaz belki. İstediğin an / "his" dediğin an; Bana "Peter" de Wendy. Memura "Evet" derken gözlerinin içi gülen o mutlu kızcağız gibi Ya da ilk kez konuşan bir bebek gibi: Saf, temiz ve istekli. Yaratmayı düşündüğümüz büyük çatlaklardan -uçurumlardan- kurtulabilmenin tek yolu bu His. Mantıksız mantık His’e karşı, His ise her şeye... 7. ayın 7. günü buldum seni; İçimdekiler: Bu hoş rastlantının kusursuz ayini. gerek Şarkıyı seninle anlıyor, seni şarkıyla tanıyordum. Yükselirken uzattığım elime o yadırgayan bakışını görmemiştim. Yanılgı. Gün gelir biter sandım acı silsilesi, uzaklık; Gün gelir parmaklar dokunur... Majör bir yanılgı. Bitecek olan tek şeyin his olacağını yeni, yine, yeniden anlıyorum. Geçken, bitmeye yüz tutmuşken; Yüreklerimiz bitime göz kırpmışken, "Kaybetsek de, ruhun nerde?"yi bin arpa boyu geçtiğimizi anlayamadık oysa. Biz bir arpa bile olmadı sanıyorduk değil mi? Ne acı. Kendi kelimelerimin kifayetini yitirdiği, Peter Pan’ın hızla düşüşe geçtiği -her saniye irtifa kaybettiği- bir anda şarkının bitişini ilk kez hissediyorum. O notalar ve o harmoni ile: "Devam et bu yolda, gereksiz ısrarla..." |