Acıları Demliyorum.ufkun muhtırasını yazıp geceye akıyor mavi hüzünlerden uçurtma yapıyor gözlerim yıldızlar acıları topluyor eteklerime şiirleri çıra yapıp ateş yakıyorum şafağa tütsüsünde kaybolan günlerin el yordamıyla eşeliyorum toprağı tırnağımda izi kaldı hep geçmişin kesip attığım hüzün damarlarım çağlıyor mahzenime gece üşümesi düşer aşkın nefesine bir solukta kaybolan asaletin. saygınlığı kalmamış bir kadın yokluğunda sardım hislerimi kürek mahkûmu gibi dört tarafım zincirli kendi yortusunda kaynayan ateşin sin’ine attım yüreğimi siz bayım! atmayın bir kürek toprağınızdan su vermeyin ak güvercinlerime susuz kalsın çekin ellerinizi üstümdeki lalelerden nergislerden baykuş gibi tünemeyin sedir ağacıma yolunuz düşse de atlamayın surlarımdan atıyorum sizli tüm kirlenmişlikleri cehenneminize alazında demliyorum acıları ilk veya son fark etmiyor yakılan masal dağı sıkınız tüm anıları imiğinden sen… sen… sen… her kimsen? düşünüz ensemden! bir el feneri eşliğinde dolaşıyor ufkun kızıllığı hangi güneşin arkasına saklanır gerçekler geçmişin izinde çalar bir acem kavalı kendi külünde savrulan sigaranın dumanı masum bir peri gezerken şu yüce alemde sürgün yetim gibi gözlerim duvar diplerinde ayyaş naralarında çoğalıyor köşe başları sanrıları her bir karış toprağı çizilmiş yüreğim lime lime… yoksul kalmış ülkem gibi satılmış… şimdi; bir düş ülkesi kurdum sessizliğime çığırtkan umutları tozlu şiirlerde saklıyorum bir kıvılcım çakıp gecenin düşlerine gidiyorum acıları demleyip Ümmü AŞCI |
buruk bir tad alır
damağa zehir
Sevgiler...