hayal
dilendiğim kadar özgürüm
tuttuğum tüm düşlerin kanatları var yüreğimin yokuşundan kimse kaçamıyor her nefesimde boğazıma takılan cesetler dilendiğim kadar önümdeki çöl büyüyor tane tane ızdırap ızdırap kural kural tek içebildiğim şey kendi kanım kesiyorum kolumu biçiyorum ölümümü metre metre dökülüyor nehirler boyu ızdırap arasındaki tüm düşlerim balık gibi sağa sola çırpınıyor kanın içinden çıkamıyorlar çöl yutuyor beni ölüm bile değil yüreğime dikilmiş gecekonduyu kimse yıkamaz benden başka kendi kendimi öldürmekte birinciyim bulutların ötesinden geliyor ödülüm kolları olmayan bir sevgili tüm isteklerimi kendi bedenine saklamış sarılamıyorum ona sevişemiyorum onda tek çarem kaldı sevgilim sevişemediğimiz kadar seni sevmek hem öldürüp hemde yemek tüm hayallerimi içimde artık dışıma çıkmayacak saklı bir maden gibi petrol zengini mutluluklarım olmayacak insan olmayı abartmayacağım tüm insaların gördükleri acı gerçekleri değiştirmek için sözlerimi kılıç edip hepsinin gözünü oyacağım ben değişmem sen değişmezsin zamanın içinde hayallerimizin direği yıkık çaresiz kalan kuşlar gibi apartman köşelerindeyiz insanız,maaşımız var,sevdiğimiz çocuklar var yok oluşa tırmanan her insanın gördüğü tek gerçeği kendi gerçeğimiz olarak görmesek ne ben hayallerimi elde etmek için öldürmek zorunda kalırdım ne sen beni dinlemek için gözlerini oyardın |