Habba/dan Hacce/ye sevgilerle...
kalenin taa tepesindeydi evimiz
bahçesinde dut ağacı vardı sofra bezleini açardık tutardık uçlarından sulu sulu dutları çırpardık ne güzeldi ne tatlıydı o dutlar... demi hacce! elimize geçen çivilerle bahçemizin en güzel oyunlarından çivi saplama oyunu oynardık yumuşaksa toprak saplanırdı çivi değilse çivi devrilirdi yere sıra diğerine geçerdi... çinçan oynunuda severdik iboşuda alıp aramıza gerdirirdik ipi ayaklarımızla ipler arasında atlardık... annemler gittiğinde döndü ablalara turgut amcalara misafirliğe takke dikmeyi biçmeyi bırakıp işten kaytarırdık gecekondu evimizin küçük bahçesinde hemen oyuna koşardık... üçümüz kardeş kardeş ne güzel oynardık demi hacce... küçük bir kümesimiz tavuklarımız bir asma birde armut ağacı vardı çeşmemizde buz gibi sular akardı... sular kesildiğinde bidonlarımızı bidon kuyruğuna bırakır cümbür cemaat komşularla sular taşırdık evlerimize... kömür gelirdi odun gelirdi araba çıkamazdı taa kalenin tepesine kan ter içerisinde odun kömür taşırdık sırtımızda nefes nefese... merdiveninde oturur elişi yapardık biraz büyüdüğümüzde... delikanlılar gelirdi kaleye kimisi kuş peşinde koşardı birisi akşama kadar bizlere ıslık çalardı... kaleye gelen turistler bize bakar el sallarlardı hatta resmimizi çekerlerdi o resimler elimize geçse ne hoş olurdu şimdi demi kı... demi hacce! küçükken çok kavga edermiydik bilmiyorum ama sen tırnaklarınla yırtmak için yüzüme saldırırdın ellerimi yolardın hatırlyorum çimdiklerdik birbirimizi... geceleri aynı odada aynı yatakta yatardık benim ayaklarım üşürdü sen hep sıcaktın ben ısınmak isteyince ayaklarımı iterdin ayaklarını kaçırırdın benden kızardın... kış mevsimlerinde bronşitin azardı öksürürdün sabahlara kadar üzülürdüm...birazda kızardım uyutmuyorsun diye... şimdi sende çocuklarına kızıyorsun öksürünce demi hacce... evimizde pire ve tahtakurusu olurdu beni pire uyutmazdı seni tahta kurusu yerdi... bana tülü derlerdi saçlarım o zamanlar çok kıvırcık ve gür muhtemelende hep dağınıktı/ki öyle severlerdi sanada zayıf ve çelimsiz olduğundan cıydık derlerdi... ben hiç abla olamadım sana demi hacce... zaten hiç abla demedin habba dedin yıllarca ve hala öyle diyorsun... sen çabuk büyüyüp serpildin hep seni ablam sandılar... sanırım ben biraz tırsmıştım birazda duygusallığın arkasına saklanıp pısmıştım... sen biraz daha çetin ceviz çıkmış bakışlarınla bile azıcık korkutmuştun beni... ama... ama hacce o zamanlarda bile sen benim için hep küçük kardeştin emin ol canım kardeşim seni çok seviyorum eskiden/de cıydık kardeşimdin... şimdi/de... asude_vuslat |
tersliklerde kar olmaz
ucu sivri çelikleri diğerine çartırarak
tersliğe zipleyip de
yek diğerinin sapladığı kazık
ha deyince yıkılmaz
dı bir zamanlar
ben bu oyunu hiç oynamadım hapba
zaten oyuna almazlardı beni
haçcemizede
selamlar hapba aba