28 MAYIS HÜZNÜ28 MAYIS HÜZNÜ Güneyde Mayıs’ın yeri başka, Erikler tat tutar, pamuk yaprağına su yürür. Güneyde Mayıs düşer aşka… Güneyde ruha, Mayıs büyüsü yürür. Her günüm bir ümide, bir heyecana, Planlanır sevgiye, canana… Ve 2006, Mayıs: 28, gün Pazar… Arifesinde tarih, bir iktidarın hüznünü yazar. Hala dönüp durur mu aynı dolap? Başım ağrıyor, kilitlenmiş bilmeceler önümde, Bir sağa söylüyor, bir sola söylüyorum, Tekerleme misali aldığım hep aynı cevap. Güneyde Mayıs sıcağı, yorgunu yakar. Ve 2006, 28 Mayıs Pazar. Bende yeni bir ümit, yeni bir heyecan var. Asi kıyılarında yürüyorum, Gönlüm yeni bir canan arar! Desem ki otlar sararmış, Etrafta kangal dikenleri kabarmış. Ve güneşin altında ben yalnızım. Şemsiye taşımıyorum. Sığınmıyorum bir ağaç gölgesine inan. Asi kıyılarında sevgin için yürüyorum canan! Mutlu ol, gül, oyna hakkındır. Kâh olur üzülür, ağlarım. Arada bir sevincim, gülmeye yakındır. Her gün yeni bir ümit, yeni bir heyecan. Asi kıyılarında yürüyorum sevgi için canan. Cepten bir haber aldım yalanmış; Beklediği, çağırdığı, “ortada kaldım” yalanmış. Yalanmış aşklar, yalanmış gülücükler. Asi kıyılarında yürüyüşüm, Yarıda kaldı, yalanmış. Kırıldı ümidim, söndü heyecanım. Herkes gibi veya apayrı, ben de insanım. Hüzün doldu yüreğime, durdum bakakaldım. Önde Doğuş Okulları, arkada Akbay, Işık ışık mı pencereleri, nur mu yağıyor bahçelerine. Aralarındaki ab-ı hayatı neden kurutmuşlar. Can çekişini neden duymuyorlar? Nerde o cıvıl cıvıl çocuklar? Yirmi sekiz Mayıs Pazar… İnanın sessiz, inanın ıssız bu yer. Baktım aşağıya, gözlerimin önünde; Masmavi, dopdolu, pırıl pırıl değil; O Asi yok, mavilik yok, su fakiri, sefil; Açlıktan kaburgaları sayılan zağar gibi; Kim ne attıysa lastik, lağım, İnsanların yüzüne vuruyor dibi. Kırıldı ümidim, söndü heyecanım. Herkes gibi veya apayrı ben de insanım. 28 Mayıs, saat üç, acılar çöktü yüreğime. Her şey yalanmış, dondum, bakakaldım. Asi’nin çılgın, Asi’nin azgın aktığı yalanmış. Canları, evleri alıp, denize döktüğü yalanmış. Amik’te göl olup, turnaların uçtuğu yalanmış. 28 Mayıs 2006, saat üç. Biraz da Şükrü Güçlü Köprüsü’ne çık! Bak Tanrı’nın lütfu ne hale gelmiş. Asi’de mutluluk değil, bende mutluluk değil gördüğüm. Asi’de su yerine akan, yüreğimi yakan kördüğüm. Aldırma bugün böyle; Sen yalan da olsa gül, oyna… Ben yarına bir ümitle, yarına bir heyecanla; Çıkıyorum aşka açılan vuslat için canan’la… 28.05.2006 Antakya |
Sen yalan da olsa gül, oyna…
Ben yarına bir ümitle, yarına bir heyecanla;
Çıkıyorum aşka açılan vuslat için canan’la…
Yüreğinize sağlık.Allahım öyle felaketleri bir daha yaşatmasın inşallah