Biliyorum Gideceksin !
biliyorum gideceksin
elde avuçta ne yoksa bitecek mırıldanacak açlığım, sana inat tok yaşayacak varlığım... baharlar, yapraklar, gözlerin düşecek gözümden tutulan güneş ardından gövdesi senin tenin, kardelenler gidecek... soğuk bir nefesken türkümüz sözlerimiz kürsüde bitecek, biz yine taşlanıcaz en koyu caddelerde taş atıcaz metal hiçliğe aynı parkta üşüyor olacak ayaklarımız deli çağında, tümcelerime kaçacak gözlerin sığınacak yer arayacak dizelerin bağı çözülecek, önüne serilecek suretim katıla katıla, hüzünden gülecek yüzüme hüzünden güller ekeceksin ne şiirlerimde, ne de satır aralarımda yol bulucam kendime pazarda kaybolan çocuk misali ummadığım anda bırakacaksın ellerimi... nereye baksam korkak neye baksam tedirgın, ağlamaklı olacak gözlerim, cemrem uzaklaşırken teninden üşümeyeceksin bile! sarılmak n’için son kez ısınmak için hırkama, atkıma yada bir gülüme, noktama, saklanmayacaksın -ki zaten bütün hayalin sadece yanmak ve üşüyen adamlığıma yanaklarını bastırmakken- beni düşünmeyeceksin bile ! biliyorum, bu defa büyük gideceksin... zulada aş, gözde yaş bitecek tövbelere mesken, kırılgan boynum ve avuçlarım korkaradım arşa yürüyecek uzun havalar çekerek içine yaralı ceylanlar, urfa dağlarından inecek! ... bi cigara ver ibrahim yeter canımı çektirdiğin! ... Fatih Kasva 11.12.2oo8 o1.5o / perşembe |