13
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1795
Okunma

nutku tutulmuş bir geceden
daha ne beklenir,
ezbere bilirken
yokluğun ölüme nazire
varlığın,üç noktadan ibaret olduğunu...
siyah,
geceye;
gece,
saçlarıma eklenir.
aşkın cemresi düşmüş yüreğine
görmezsin,
her bahar
ellerin nasıl erguvan kokar oysa
ve ellerin
nasıl da can verir
can havlinde mısralara...
gök, çöl olmuş sanırsın
adımların kırkikindiye kanar da yangınında toprağın
şahdamarın;
maveraünnehirde atar...
yanında olmasam da bilirim bunları.
ada vapurunda mesela,
ıssız bir kuytusunda güvertenin
unutulmuş bir düş peşindesin.
bu;
eylül girdabıdır,
ayın hüzün yüzüdür
hüzmeleri gözlerini kamaştırır.
yani, gül sancısıdır bu
kasıklarına çöreklenir...
kurumuş gözyaşı nehirleri dolaşır
saçlarının kıvrımlarında,
alnında yıllanmış bir mendilin kat izleri gibi durur
aşkın çizgileri...
yüzünün deltası yenik düşer
pespaye yalnızlık şarkılarına...
kalemimle kelimeleri güder dururum,
yolum hep çıkmazlara ...
tekin değil zaten bu geceler
bir yıldız kayar da
yakalayamayız,
ifşa olur süveyda...