Emzir Yüzyıllık Açlığımı
Bugün ruhum kanlı bir kelepçe bileklerimde
Yanaklarımın alevine tünemiş bir çift serçe Sevginin alaz türküleri yanıyor kuru dilimde Kırılgan gemilerim yüzüyor denizlerimde Türkü söylüyor dilim, ruhum dar hacmine. Sıcacık bir düşünüş rahlesindeyim kendimle Kilitli odamda yaşamdan bunalmış insanlar Uzatıyorum terli ve yalnız avuçlarımı aşka Bir bulut çörekleniyor gövdemin üzerine Fısıldıyor kulağıma, ’ey aşk, ruhun neden dar?’ Cevahir düşler mırıldanıyor dilimdeki sevgi İçimin sunağında güvercinler yıkanmakta Ürpertili bir yalnızlık senfonisi bedenimde Canım tenden ayrı, gönlüm küsmüş tene Şelaleler akıyor karanlık ve izbe seherime. Bugün ruhum karışık, adamakıllı dar içine Dudaklarının ıslaklığına kapılmak istiyor delice Gövdenin mazgallarından akarak şehirlerine Bedeninin dallarından ağmak mevsimlerine Kavruk bedenimin terini kurulasan ellerinle. Al ruhumu benden, mukaddes emanet gibi Boşalt damarlarımın harını, bitir hicranımı Dindir çığlık özlemlerimi, kölen et kapında Emzir yüzyıllık açlığımı, bitir ağlayışlarımı Gönlünün aşk çadırında uyut aşk adamını. Selahattin Yetgin |