KalbimUykusuz bir geceyi taşıyor kirpiklerim gözlerim ufuklara çiziyor hayalini içince sonbaharın derin sessizliğini yine bir ney üflüyor ta içerime seni biliyor musun belki ilk kez fena iyiyim seni nefesliyorum kalbim duyuyor musun? Bir uzun esarette hasretlenen yaşlarım özgürlüğe akıyor elâ gözelerinden bir hüzünlü şarkıyı besteleyerek sana yataksız ırmak gibi arıyorken sesini gülüşün susturuyor hıçkıran sözlerimi susuyor musun şimdi? Kalbim susuyor musun? Gecikmiş bir baharın cilveli esintisi nefesinden karanfil kokusu getiriyor ruhumu sağaltıyor kokunla azar azar bulutlar uçuşuyor üstümüzde hülyalı hepsi de sana tutkun hepsi sana sevdalı hepsi de aşk yağıyor kalbim kuruyor musun? Yağmurlar ıslatmıyor artık beni bir damla ateşli bir deryâya kendimi kilitledim bir zamanlar karşında tutuşan orman bendim! de bana, hangi ölüm böyle büyük şenlikli? bir ara dön de üfle yığılan küllerimi yangınlar başkentini kalbim görüyor musun? Kurtarmaya yetmiyor gerçekler beni senden dün bitirdiğim portren birden bire canlandı çapkınca gülümsedin kırmızı tuvalimden hercai rengim benim karanlık kokan mavim beni bitirecekse bu sevdâ bitirecek! seninle bittiğimi kalbim biliyor musun? Damarsız yaprak gibi savruluyorum şimdi ve kendini açıyor kilitlenen kapılar senle cehennemde kar, cennette kor âteşim seninle her tarafta sensiz hiçbir yerdeyim sana savursa zaman, n’olur orada dursa? duruyor musun yoksa? Kalbim duruyor musun? Filiz Bedük (Türk Dili Dergisi/2006) |
Ve günümüzdeki Filiz Bedük şiirleriyle kıyaslayınca, aradaki fark göze çarpıyor.
Demek ki şiir yazan yanımız yerinde durmuyor ve hep ilerliyor.
Doğrusu bu şiir ağır ve biraz da yorucu olmuş, hem yazan hem de okuyan için.
Tebriklerimle.