yanmaksa………………-şu kanayan ağzımdan konuşan da kim? dilim mühürlenir sırrınla gözümden insan damlar kollar kavmini asa rüzgâr ayaklansa yar kıyısında …………………………………….gideceğim var susar Babil’in bahçeleri Nil’in buğusu savrulur söz çivilenir meydanda kalbimin çığlığı sabırsız örümcek Sur’a ölümcül bakma seyrime kafeslendim tâ hâ! sarsılır ehrâmın utkusu nergis gövdesinden uzar tozan patlar ey şavkıyanım nur devrilir ………………………………….. yiteceğim var tamahkâr hüzün göğsünü perdahlar kozasını yırtar sabır çiçeğin düğümünü çözdün büyünün yüzün gülsün ey fukara somur iliğini ………………………………..…. de ki ömrüm kükürt beldesi aşk / sızdı şimdi hangi yağmur susturacak ………………………………… yanacağım var Filiz Bedük/2007 www.filizbeduk.com |
Sanırım hepimiz klişe tuzağına düşüyoruz kimi zaman.
"mühürlü dil, sabır çiçeği, yırtılan koza..." Heyecanını kaybettiriyor okumanın. Yani farklı bir söylem istiyor insan şiir kalabalığında rastlanmayan.
Bir de çok önem veriyorum okurken şiirin sesine. Bu şiirde hakim olan "r" srsinin mısra sonlarında fazla yer alması biraz kulağı tırmalıyor. Belki şair küçük söyleyiş farklılığıyla bunu şiirin bünyesinde halledebilirdi. Hatta azaltılması faydalı diye düşünüyorum.
Bir de daha girişte şiirin sırtını Babil'e Nil'e asa'ya dayaması kurgusal hata sanki. Önce kendi sancısını somutlamak istiyor insan.
Ve elbette güzel şiirler var sayfanızda. Bir gün onlardan birini de irdelemek dileğiyle..
(Ve şiirin dışında küçUk bir dipnot:Bu sitede şiir okumak kadar yorum okumayı da seviyorum. Òzellikle eleştiri yorumlarını.Ancak işaret edilen ciddi şeyleri..)
Selamlarımla efendim.