BABA
İsmini yad edince boğazımda eriyen
Dilimde hece hece sözüm sen kokar baba Yırtsam aslının aynı damarımda yürüyen Dökülen her damla kan özüm sen kokar baba Güneşin sırça yüzü yere düşmüş üzmesi Her şeyi ince elek yüreğinde süzmesi Başı dik alnı açık gurur ile gezmesi Saçları miski amber kızım sen kokar baba Can babam hasretine ciğerimi dağladm Köşe bucak saklanıp içerime ağladım Ayağımı kaldırıp omuzumdan bağladım Yine yürüdüğüm yol izim sen kokar baba Gamzeli yanağının alt ucunda ki süste Vakitsiz koparılmış dudağımda ki beste Kapağı açılmamış bağrımda deste deste İçeriden kilitli gizim sen kokar baba Giderken bende kaldı nefesinde ki buğun İnsanlık denen kuşu gözünden okuduğun Mahir ellerin ile kırk yılda dokuduğun Aynı toptan kesilmiş bezim sen kokar baba Ola ki soğuk sudan içip sızlasa dişim Derman diye sokulup ellerine değişim Boynumu yana asıp suskun dudak eğişim Anneme oynadığım nazım sen kokar baba Albümlerde sararmış resimleri öperken Yelkovanı katledip şafak vakti sökerken Gözlerimde ki seli kucağıma dökerken Kirpiğime yapışan tuzum sen kokar baba Şimdi böyle uzakta gurbet mi bunun adı Bozuldu soframızda çayın ekmeğin tadı Yastadır cümle alem tutmaz kolu kanadı Yüreğim ateş topu közüm sen kokar baba |