Güneş…
Bilmem, nasıl söylesem, yok ki, benzerin, eşin,
O füsunkâr gözlerin, bin haz verir görene… İnan ki, lütfü neyse, dünyamıza güneşin, Seninki de o olur, vuslatına erene… Su yalancı dünyanın, her şeyi yalan elbet, Yok malından-mülkünden, hırsını alan elbet. Yalnız, sevgi ve nefret, hayattan kalan elbet, Gönüllerde yeşeren, İremlerden köre ne? Yürürüz gündüz gece, bahtımızın izinde, Dalarız hülyalara, hissiyat denizinde. Muhabbet ikliminin, baharında yazında, Ne mutlu aşk bağından, gonca güller derene… Değse mest olur seven, yârin eli eline, Bentler karşı duramaz, coşkun sevda seline. Şarkı olup düşünce, bir gün gönül teline, Can kurban saçlarını, yâr bağrına serene… Yar yoluna harcanan, ömürler heder olmaz, Sevene, sevgilinin, hasreti keder olmaz. Sevdayı emredenden, şahane kader olmaz, Acırım yar seveni, Mecnun diye yerene… Rabbim, güzellikleri, sevgide derceylemiş, İnsanın hamurunu, sevgiyle harceylemiş, Karşılıksız sevmeyi, herkese borceylemiş, Uyulmaz mı, kuluna, bunca nimet verene? Veli BOSTANCI |
___________________
Böylesine yanlış noktalamaya bırakın şiiri, nesirde dahi rastlayamazsınız.
Bilmiyorsanız; bilenlere saygı gösterip,
noktalama eksikliğini düzelterek iyi örnek olacağınızı umuyorum.
Saygılarla...