Ne söylesem, boyunumu büküp sabretsem!Hiçbir zaman şikayet etmesem Ne gönlümü eğlendirsem ve ne de hevslerime yenilsem Umutla hayır dilesem, bahtım için kanat edip serinlesem Ne yaptığımı bilsem, aklı selim olarak idrakimle ikamet etsem Vicdanımın uysallığında aşk için niyaz edip,hakikate erişsem ve hayata elveda desem Ne baharlar geldi geçti, zemheri sanki içimdeydi Ne bir şevk kalbim için kifayet etti, ne hicran aklım için izana yetişti ne işittiysem, hangi nazar için bir elveda dediysem, suskun köşeler neler söyledi suya hasret çeşmeler, yaprağını bırakmış şimdi tüm dallar dilendi Ah sinemi dağlayan akşamlar, yüreğimi yakan anılar ve yaşadığım yalnıllıklar yetti Bilmem ki niye bu kadar bizarım Sanki yorgunluk namına artık son durağım, sessizce bahtım için ağlarım Ne kadar çile varsa, keder her an yanımda, kaldım suskun çığlıkların ahında hazanım Ne yazsam, aşkın manasında kaybolsam,gönüller baharında süruru yudumlayıp ağlasam Kalbi inşirah için yalvarsam, gönül kapımın açılması için sabahlara kadar yansam Hürriyete hasret bir kuşun çırpınışları var ya Susuz çöllerle serap halin senasında haşyetle yaşanır ve umut şahlanır ya çığlığın her hali ruhun ikliminde ve sahranın bitap eşkalinde yüreği dağlar ya Göz yaşarır, dil kurur, kalpte kalmaz artık bir sürur, umut her an kalbi korur yar var ya Sabrın lehçesi, kanatın şehredilmeye muhtaç payesi, kalp için vuslatı aşkla aralar ya Vazgeçiren her nevarsa ve hatta her nefes bir kahırsa Umut ruhunda filizlenmeyi asla beceremiyor ve aklın bir karış havada yol alıyorsa Nafile yere hülyalarla avunma, idrakin kalbin için bir esin vermiyorsa, her an korku yaşa Sevginin bahşedilmişliği yüreğinin kuytu köşesinde bir mahkumsa, bihakkın hayıflanma Aşk; nuruyla muhtedir olan bir şevktir, ancak kul ikliminde takva ile gerçekleşecektir Mustafa CİLASUN |