Kaderin Olmayı İsterdim
ışığın olmak isterdim
giyinip güneşi sokulup başucuna dalmak için düş bahçelerine… boşuna kilitlemesen kapıları üstüme keşke yaralarım çoktan kabuk bağladı acımıyor hiç bir yanım sen kadar merhemim olabilseydin isterdim sen bilmemezlikten gel hala bendeki seni selamlayalı çok oldu ben eylül yüzlü melikeyi bir mavi yalnızlıkta boğulurken düşlerim sen fütursuzca yarala içimdeki çiçekleri geceyi yıldız yıldız gözlerine sererimde aksinde bendeki seni gör bir de uzattıkça boş kalan ellerimi… tutsan ellerimi isterdim kaderin olmayı isterdim, yanıbaşında karanlığının nöbetini tutan... yüzüne sürünmek bir çiğ yumuşaklığınca, sokulabildiğim kadar yanaşmak ani ürperişlerinin, başa dönülmez kör noktalarına... bir gecenin ertesine uyanırken her sabah suretin, çehren ve kurşun kalemin, bir ressam edasında resmini çizsem isterdim ketum yangınımın külünü okşarken fal bakılası ellerin, ellerimde yeniden filizlense bir yaz uykusu rüyası görsem isterdim... taş kestim beklemekten,anlasana yarınsız eylül’ler üstündeyim çek ellerini göğsümden artık, çöz içindeki deliyi serilsin gözlerin rengime, erisin bu mavi karanlık yüzüme düşsün alnında salınan kakül saçların göğsüme değsin isterdim sen saç etrafına yakamozları sahilden ben usulca yerleşirim elbette gözlerine bir katreden kimsesizliğim dolanınca çarşaf çarşaf ayaklarına bana doğru yol alsa adımların geldiğin yer olmak isterdim yudumlasan ömrümün karanlığını mavi mehtaplara uzasa yollarımız gömmeden bir çukura düş zamanlarımızı yorgun umutların peşinde koşarak beraber yaşlansak isterdim ah sevgilim.. çözsem yolların düğümünü kırsam saatlerin zembereğini dalgalarını yorsam kanatlarımda uzanıp martı gibi hayal dünyana denizin olmak isterdim derin bakışlarında…... Faruk Civelek |
bu yetiyor bile yorum yazmaya...kutluyorum demek ve yorum yazmak az geliyor...