Dünyayı, sevgi ile, barış ile örünce,
Âşıklara övgüler, dizmek gerekmiyor mu?
Kalbin, kalbe verdiği eziyeti görünce,
Eziyeti edene, kızmak gerekmiyor mu?

Haddini bildirmeli, bilmeyen densizlerin,
Damarını kesmeli, kanlanmış cansızların,
Mazluma, of dedirten, bütün o dinsizlerin,
Zalimin, kafasını ezmek gerekmiyor mu?

Nasıl olursa olsun, güçlüdür haklı olan,
Rüyayı hayra yorar, birazcık aklı olan,
Koca bir denizdedir, akılda saklı olan,
Hatırlanması için, yüzmek gerekmiyor mu?

Yerden yere vurmalı, imansız kaçıkları,
Elimizle açarız, en derin göçükleri,
Korumamışsa eğer, küçücük çocukları,
O anne, babaları, üzmek gerekmiyor mu?

Yurdumun toprağını, insafsızca satanın,
Kırmak lazım elini, namert eli tutanın,
Büyüğe el kaldırıp, yoluna taş atanın,
Mezarını, derince kazmak gerekmiyor mu?

Medet beklenir olmuş, denizdeki balıktan,
Namussuzlar yayılmış, sinsice her delikten,
Tanrı vermiş kudreti, kuvvetimiz bilekten,
Şeytanın oyununu, bozmak gerekmiyor mu?

Kovalandıkça kaçan, edepsiz tazıların,
Sözüm ona, etleri kartlaşmış kuzuların,
ATA’ ya dil uzatıp, yazılmış yazıların,
Üzerini kalınca, çizmek gerekmiyor mu?

Cansız ot kaplamışsa, sap kalır mı orakta?
Pislikleri toplarız, tozu kalır kürekte,
Durulmazsa orada, sabır yoksa yürekte,
İşte bütün bunları, yazmak gerekmiyor mu?

Yozlaşmış beyinlerin, şerefsiz duyguları,
Küfreder olmuş her an, kalmamış saygıları,
Kötülük edenlerin, yok mudur kaygıları?
Artık bu muammayı, çözmek gerekmiyor mu?

Yabancı değil dilim, lisanım, sade, nazca,
Gönül zenginiyim ben, param var, ama azca,
Dünyanın anasını, ağlatan az mı sizce?
Ağlatanı elekten, süzmek gerekmiyor mu?

NAZ