gitme ne olurEtiketli bir yaşamın korkak efendisiyim. Sırça köşklerde el pence divan, bir yitik aşk artık Son kayanın gölgesinde batmayı bekleyen dünyaya inat, Umut tacirlerini bekliyorum hala. Bir kadın bendeni , günahkar bir surat, cellatın kanında kendi gölgesine korkak nice aşkları dökksede güneş ateklerinden sen beni bırakıp gitme ne olur... sahte renkleri boyamışım duağına. Beyazlarımızı al karası renklerde alacalı yaptı aşk bir yaman çelişki aramızdaki beşik kertiği düşünce sucu, romanlara saklamışım hüzünlerimi sahipsizliğinde gecenin kanAtlarına bırakmışım hezeyanlarımı, karanlığa okunan dualarda… mülteci eylesemde günahlarımı sensizliğin iklimine sen beni bırakıp gitme ne olur çakıl taşlarına boyalı bir yetim sevdadır diye düşünerek, öyle korkarak bakmana arkana. köpüklü kahve telvesinde görünen yüzüne , nice umutlar ,nice dualar eskittim de yine de kesmedim umudumu nice umutlarım kayıp olsa da düş sancısı gecelerde, saklı kalsa da rıhtımların derinlerinde, ince oyalı duağına astım cellatlarımızı. şimdi öyle yüksünerek bakıp arkana beni bırakıp gitme ne olur kararlısın belli ki bu aşkı sahipsiz bırakmaya arkandan bir kadın vardı bir kadınm vardı elleri kınalı , kırmızı oyalı, yanakları ölünesi mezar saçları mayın tarlası sınırların kayıp vicdanına ses yüreği idamlık nefesin son habercisi olan bir kadın vardı dicem… ey sevdasına hüzünleri eskittiğim gül güzeli sevgili sen yine de beni bırakıp gitme ıhlamurlar açarken.... selçuk bozdağ --çekmeceden dökülen şiirler--2010 temmuz gaziantep |
sen yine de beni bırakıp gitme ıhlamurlar açarken....
Uzun olmasına rağmen sıkmayan ve kopukluk yatarmayan bir şiirdi.Kutluyoum sizi.