Sen Ve İstanbulAdını sahte evraklarda unuttuğum gün Durdum hilekar yalnızlıkların son durağında Beklemedi beni zaman Bekletmem dedim bende kendimi o zaman İstanbul dikildi karşıma bir sorgu akşamında Ne verdin de bana hesap soruyorsun dedim bir kenar mahalle sokağında Sonra hızla yol aldım Hava yağmurlluydu Sağıma baktım yalan Soluma baktım yalan Bende yol alacağıma Yol verdim tüm puştlara Sonra bi daha uğramam dedim Seni ilk tanıdığım otobüs durağına Ve zaten Katlime giden yeni yollar yapmışlar Ve huzura giden tüm güzergahlarımı kaldırmışlar Sefer saatim mutluluğa azrail kala Yine aynı durakta Ve Aklına düşerse Gel ulan Beni son kez uğurla İstanbul erecek muradına Yeni yelkovanlar dönüyor annemin hatıra ettiği kol saatimin Vuslat aralığında Ve yelkovan her akrebe vurduğunda O akrep beni sokuyor sen saat kaç diye sorduğunda bir adama Deli bir adam öldü dersin yinede Herhangi bir evsiz kaldırımları çalınan bir varoş semtinde beni aradığında Ben mesaj atarım sana yoldayken Sen gönlünü yorma İndiğinde ara dersen eğer O iş yaş gülüm Bu benim son seferi ömrüm Validemin yadigarı kol saati Zamanı umudumda boğduğunda Bir gemi kalkar sizin limandan Beni yok say o zaman İstanbul Yendi beni Ancak bilmediği bir şey var sanki Azrailin barakasına mülteci olarakta sığınsam Ben Yenilmeden kazanmam .............................. |