Bir Sevdadır GünebakanBİR SEVDADIR GÜNEBAKAN GÜNEBAKAN KASABASI ŞİİRLERİM İÇİNDEKİLER 1) Günebakan elleri, 2) Günebakan kasabası Türküsü, 3) Günebakan sevdalıları 4) Unutulduk 5) Günebakan, 6) Ustalin godak 7) Günebakan can 8) Günebakan versiyonu 9) Günebakan belediye sitesi, 10) Günebakan rüyalar 11) Günebakan mezarlığı 12) Günebakan ezelim 13) Günebakan erkekleri, 14) Günebakan kadınları, 15) Günebakan kendine gel, 16) Günebakan, değirmen dere in dere, 17) Ar Günebakan, 18) Çıkmayınca belediye düzelmez, 19) Günebakan ormanları, 20) Hasan attı gol gol, 21) Hasan başkanla İsa hocanın atışması, 22) Hayırda birleşenlerimiz var bizim, 23) Her birisi ayrı telden çalıyor, 24) Hizmet için vardır başkanlarımız, 25) Kafkaslardan caniklere, 26) Meçhul bozkurt, 27) Muhtar olacaktım yaptılar başkan, 28) Ne olacak Günebakan kaderin, 29) Öze dönüş etkinliği, 30) Patatesler odlumu? 31) Yardım mesajı 32) Belediyenin hizmetleri 33) Bu adam benim babam, 34) Enük vardı 35) Ali Osman, 36) Arabam; düldülüm benim, 37) Atışmalardan, 38) Bacanak, 39) Çıkmıyor sesin, 40) Çoban Ahmet, 41) Dayoğlu 42) Emoğlu 43) Emmioğlu 44) Garip İlhami, 45) İsmail, 46) Mustafanın slaytına, 47) Recep arkadaş, 48) Serenli okuyor, 49) Sevdiğim, 50) Şair atışmalarından, 51) Tarih öğretmenim benim; Metin karakaş 52) Yala lan Rüştü Öz geçmişim, 1969 Yılında Tokat Niksar’a bağlı Günebakan beldesinde dünyaya gelmişim.İlk öğrenimimi kendi köyümde tamamladıktan sonra Niksar imam hatip lisesine kaydoldum ve ikinci yılını devlet parasız yatı sınavlarını kazanarak Erzurum imam hatip lisesine kaydımı aldırdım.Beş yıl burada okuduktan sonra tekrar son sınıfta Niksar imam hatibe geldim ve buradan diplomamı aldım 1989 yılında mezun olduktan sonra aynı yıl göreve başladım. İlk önce samsun Ladik Eynekaraca köyü, daha sonra Erzurum Tekman ilçesi Beşdere köyü, Tokat Artova yukarı güçlü köyü, Tokat Niksar Özalan kasabası ve şu an göreve halen devam ettiğim Tokat Niksar Serenli beldesinde görevime devam etmekteyim. Yirmi yıllık devlet memuru hayatımızda daima toplumun haliyle hâllendik, Muhammet isminde bir oğlum ve Ayşenur ve Fatmagülnur isminde iki kızım var. Benim şiir merakım okul yıllarına dayanır. O yıllarda türkü ve şarkı derlemesi yapar hatıra defterlerinde saklardık, gençlik ve görev yıllarında ise mesleğimiz icabı her zaman okuma ve yazma ile beraber olduk. Şiirlerimiz büyük bir kısmının yazılışı son üç yıla dayanmaktadır. Hani derler ya; kimini gurbet, kimini hasret, kimini aşk şair yapar. Bizde bunların hepsi bir araya toplandı ve duygu seli olarak mısralara yansıdı, İnşallah amacımıza ulaşır yazdığım şiirlerden istifade edersiniz, Sizleri şiirlerimle baş başa bırakmadan önce tüm yaşantınızın Allahın razı olduğu bir şekilde geçmesi dileğiyle, Şair kimdir? Şair öncelikle bir yazın insanıdır..Şiir yazan ve söyleyen kişidir.İlkçağlardan günümüze kadar toplumun ileri gelenlerinden,bilici ve sözcü olduğu için toplumun kutsadığı,toplumun ortak duygu ve duyarlıklarının kaynağı olarak görülen ilerici ve dönüştürücü bir kişidir..Ortak duyarlıklar ve değerler toplumdan topluma değişeceği için şairlere evrensel özel değerler yüklemek doğru olmayabilir..Yine de şair kendi toplumunda düşünen,güzel söz söyleyen ve sözü dinlenen bir kişi olarak kabul ve saygı görmüştür.. Şairin toplumdaki işlevi ilkel çağlarda daha keskin çizgilerle belirlenmiş iken günümüzde belirli bir şair rolünden söz etmek daha zordur..Bunun nedeni düşüncenin ve sözün yerini alan yeni değerlerdir diyebiliriz.. Şair yaşadığı dünyayı,olayları ve insanları herkesten farklı algılayan bir kişidir ya da olmalıdır..İzlenimlerini halka aktarırken diğer sanatçılar kadar rahat değildir çünkü ne günlük konuşma dilini kullanabilir ne de düzyazı tekdüzeliğini..Şairin dili diğer tüm yazın türlerinin dilinden üstün ve zahmet vericidir.. BAŞLARKEN Kimini gurbet, kimini hasret, kimini bir aşk, kimini bir dert şair yapar derler ya, bizler de öyle birileriyiz. Beni şair yapan hem gurbet, hem hasret bir de Günebakan beldemiz insanları ve ahvalleri oldu. Şiir yazmak kabiliyet işi derler, belki de öyledir ama çalışmak ve yılların birikimi de buna eşlik eder. Benim şiir merakım okul yıllarından başlar. O yıllar da sadece derleyici ve okuyucu idik, genelde türküleri derler hatıra defteri oluşturur arkadaşlara mektup yazarken mutlak sonunda bir şiir eklemeyi unutmazdık. Bazen tekerlemelerle başladık mektuplara, hani bir varmış bir yokmuş ile başlar ya, aslında hayatın özetiydi bu kelime.. bir varız bir yokuz. Şiirlerimin çoğunu 2008 ila 2010 yılları arasında yazdım. Bana göre şiir yazmak normal yazı yazmak gibi ama o anı yakalamak lazım. Konuyu belirleyip duygular toparlanınca gerisi çorap söküğü gibi gelmekte. Şiirlerimin yaklaşık yarıdan fazlası mesleğimin imam hatip olması nedeniyle dini konuları içermektedir. Şahıslara ait şiirler bazen bir dosta bazen bir eşyaya bazen ağaca bazen e arabaya şiir yazdım. Son bölüme ise Günebakan beldemizle alakalı şiirlerimi koydum. Şiirlerimizde sizlere bir şeyler anlatabildikse ne mutlu bize. Her şeyin hayırlara vesile olması dileğiyle, sizleri şiirlerimle baş başa bırakıyorum.. İsa Özyurt İmam Hatip 2010 1--Günebakan Elleri Yükseğinde Gülaga dan bakıyor, Cami önünde çeşmeleri akıyor, Kireçlikle kışla ona bakıyor, Ne güzeldir Günebakan elleri, Yaz gelende serin eser yelleri. Yaylasına patatesler dikmişler, Fiğ ile arpayı karıp ekmişler, Güz gelende patatesi sökmüşler, Ne güzeldir Günebakan elleri, Yağmur yağar çoksun akar selleri. Rakımın sorarsan dokuz yüz elli, Ovadan bakınca karsıda belli, Güzelleri vardır incecik belli, Ne güzeldir Günebakan elleri, Bunlarda bak Allah ımın kulları. Tokat Niksar vazgeçemez aslidir, Tarihin sorarsan çokça yaslıdır, Kayaların yosun tutmuş paslıdır, Ne güzeldir Günebakan elleri, Bayırlarda güzel kokar gülleri. Kayabaşın Kelkit inde balkonu, Maden tepen ayrıca bir hal konu, Ne olacak bu fabrikanın sonu, Ne güzeldir Günebakan elleri, Çalışmaktan iki büklüm belleri. Üç camiinden ezanların okunur, Güzel okunursa cana dokunur, Namaza durunca kalbimiz yunur, Ne güzeldir Günebakan elleri, Biraz kabacadır onun dilleri. Dağlarında koyun kuzu otlattım, Azda olsa köyümü hatırlattım, Öte yüze vardım yan geldim yattım, Ne güzeldir Günebakan yaylası, Başka yerde var mı bilmem böylesi. Isa derki nede olsa vatandır, Ecdadımız mezarlıkta yatandır, Kötü değil güzellikler katandır, Ne güzeldir Günebakan elleri, Konuştukça ne hoş olur dilleri 2-Günebakan Kasabası Türküsü Allah diyen dedikleri, Gosdildir yedikleri, Pek hoşuma gidiyor, Neyapiyon gii dedikleri. Yayladan iniyordum, Seslensen geliyordum Tokat, Niksara bağlı, Günebakanlı diyordum. Tarlaları taslıdır, Traktörler yaşlıdır, Üç bıçakla sürüyor, Bayır bacak, aslidir. Her yanında bahçeler, Yar oturmuş saz çalar, O yarin kaşı gözü, Yüreğimi parçalar. Kaya basında keklik, Kızlar giyer eteklik, Rakımını sorarsan, Dokuz elli yükseklik, Halinin ilmekleri, Yoruyor bilekleri, Yıllardır hep dokuyor, Para etsin dilekleri, Tarlalarda pırasa Dallarına kar yağsa, Kızlar kocasız kalsa, Oğlanlara yalvarsa, Tarlalarda bıtırak, Gelin kızlar oturak, Otamadan ne çıkar Evlenek te kurtulak. Mani benim ezberim, Kan agliyor gözlerim, Ben o yarin yolunu, Ölünecek gözlerim. Maniye maraz derler, Güzele kiraz derler, Yârinden ayrılana, Yana, yana gez derler 3-Günebakan Sevdalıları, Günebakan deyip de çıkalım yola, Dostluk kardeşlik ve doğrudan yana, Birliği bilenler uğrar bu hana, Gelin Günebakanın sevdalıları, Güzeller içinde edalıları, Hoş muhabbet olsun dilden dillere, Hayır yad edelim yaban ellere, Dokunmayın gardaş açan güllere, Rahmet bulsun Günebakanın sevdalıları, Güzeller içinde edalıları. Bazen sıla vatan, bazen gurbettir, Herkes birdir bana, bunlar hürmettir, Yeni nesil artık burada mürvettir, Gelin Günebakanın sevdalıları, Güzeller içinde edalıları. 4-Unutulduk Bu şiir günebakan belediyesine yazılmıştır Derdime mi yanam, yoksa sana mı, Belediye kurduk haktan yana mı, Bu yazılanlara bebek kanamı, Gerçeğimi yazdık, yoksa manamı, Derdim çoktur benim derman ararım, Her yoldan geçenden haber sorarım, İyiliğe gitmek benim kararım, Dermansız derdime derman ararım. Dertler yığın olmuş, sözlerim gafta, Birlik isteyenler ayrılmış safta, Vatan hainleri vitrinde afta, Söylenen sözler mi kalıyor lafta 5-Günebakan Kimine inanayım bu insanların? Bir konuyu türlü türlü söyleyenler var, Yalanı gerçektir diye söyleyip, Kendi hesabını paylayanlar var. Hata yapan hatasını bilmeli, İyilik üstüne nazar kılmalı, Bir olma ruhuna meyil almalı, Birliğin kadrini bilmeyenler var. Söyle Allah için doğrudan yana, Zararlı sansan da kardır o sana, Ölünce kabirde korlar ne yana, Yalan sökmediğin bilmeyenler var. Yalana ne hacet bu dünya fani, Hani deden eben nerdeler hani, İkincilik sende olmuşsa mani, Ayrı azabını bilmeyenler var. Günebakan dedik nazar eyledik, Halkın cümlesine hakkı söyledik, Haksız şöyle dursun hakkı neyle dik, Haklının yanına gelmeyenler var. Uyan ey beldelim bu gidiş fani, Öleceksin bir gün ecelin ani, Barışalım diye gelen insanı, Yüzüne bakmadan boylayanlar var. Dünya değişmekte sende değişsen, Birlik nazarına sende erişsen, Hakkı bilip haklı ile görüşsen, Hakkın hakikatin bilmeyenler var. Aynı hamam aynı tas, dünden bu güne, Davetiye alsa da gelmez düğüne, Böylemi erişti bu belde üne, Gençliğin geleceğin bilmeyenler var. Menfaat taptığın olmuşsa eğer, Bir gün zarar olan sana da değer, Yarını düşünen kalmamış meğer, Beldenin kadrini bilmeyenler var. Yeni fikir üretenler kalmamış, Selam vermiş selamını almamış, Hatalara karşı çıkan olmamış, Bana ne fikrini boylayanlar var. Ümit gençlik başka ümit kalmadı, Henüz gemi dibe vurup dalmadı İyilikle nasihatin olmadı, Musibet ummanın boylayanlar var. Gençler siz uyanın zararı size, Bırakın ayrımı bakmayın bize, İnsan küfreder mi baktığı yüze, Mutluluk kervanın bilmeyenler var. İsa derki nasihatler biter mi,? Bunca söylediğim sözler yeter mi,? Ateş yanmıyorsa duman tüter mi? Ateşin harını bilmeyenler var.. 6-Usta Gilin Godak Benim derdimi de hiçte sormuyon. Sene bin dokuz yüz yetmiş altı, bili yom, Aklıma geldikce vallah gülüyom, Çok korkmuştum sizin köpek kodaktan, Ceyran geçsin diye, cevizleri kesmişler, Dallarını yol boyuna dizmişler, Direkleri hep düzüne dizmişler, Çok korkmuştum sizin hain godaktan, Nemi etti bana helebir dinle, Nere giderdim ki nebileyim be, Sizin evin önünden geçerken yine Peşime düşmüştü o hain godak, Godak bu ne bilsin akraba nedir. Horoz degil sanki köpekmi nedir, Düştü peşime hopladı tepemdedir Kovaladı beni o hain godak, Ayagında kara lastik arkası yırtık, Elbisense kötü pacası yırtık, Kaçarken horazdan götüde yırttık, Ne kaçmıştım sizin hain godaktan, Yaşım altı idi kacıyodum ha Lastik yolda kaldı gidemem daha Bir gelen olsada kovsa uzağa, Ne korkmuştum sizin hain godaktan. Baktım sağa sola kimse gelmedi, Ayak yalın kaldı yola düşmedi, Çaresiz olmadım aklım işledi, Ne çekmiştim sizin hain godaktan, Aklıma geldi de taşa sarıldım, Birde sopa aldım karşı gelirdim, Gel erkek isen gel gelsen görürdün, Edemedi geri kaçtı o godak, Kendini ne sandı bilmem ki neki Beni çocuk sanıp …. miki, Alnının çatına verirsem beki, Görürsün gününü sen hain godak. Aldım ayakkabımı kaçtım geriye, Gittim işte öyle bilmem nereye, Ondan sonra geçerken her an beriye, Dikkat ettim sana be hain godak. Yeter artık horaz godakmı nesin, İnşallah ötemez kesilir sesin, Şehri de bu söze bir cevap desin, Çok canımı sıktın be hain godak,, 7-Günebakan Can Derdim kimseye değil benim köylüme Kötü düşmez asla benim meylime Günebakan sevdadır günebakan can Aklına düştükçe iyiliğini an Kimse kötü diyemez benim köylüme Herkes kendine baksın kendi haline Ben ben isem diyemezsin sana ne Ben buralıyım sana düşmez sana ne Biz günebakanız aslımız esasımız bu Bir çürük elma için diyemezsin çürük bu Sana mı kaldı bizi yermek günebakan kabusu Günebakan sevdadır günebakan can Aklıma düşer benim her gün ve her an 8-Günebakan Versiyonu —Al basmadan donu var Günebakan versiyonu Mor basmadan şalı var, Ama yavrum yele yele lom, ,Evlerinde halı var Nina nay naynini nom Sevdiğimi bilirim, Ama yavrum yele yele lom, Yanagında alı var Nina nay naynini nom Al basmadan donu var, Ne kadarda konu var Versiyonlar bitermi, Dokuz bitti onu var. Teknoloji yok bizde, Çalışmakta hep tizde, Patetesi yedikce, Derman kalmadı dizde. Sabah erken kalkarız, Güzüneyi yakarız, Gosdil koymuş ocaga, Pişsin diye bakarız. Genetiği bozmadık, Boşa mani yazmadık, Yavuz fazla söyleme, Hiçbir zaman azmadık. İşine bak sen ulan, Var mı geride kalan, Günebakan beldesi, Olacak mı ki yalan. Nüfus işi ne oldu, Yine çuval mı doldu, Yazılanlar var mı ki, Polatkanlamı kaldı. Bak söyletme kötüyü, Çoğu kötü ötüyü, Hiç te haberin varmı, Borçlar nasıl bitiyi. Versiyon aha sana Sen fazla bakma bana, Aklım eser yazarım, Yavuzda buna kana. 9-Günebakan Belediye sitesi--2008 Belediyenin ismiyle yayın yaptınız, Olanlardan sanki bir pay kaptınız, Kazanmadık diye bos bıraktınız, Nerde kaldı Günebakan sitesi. Korkman, biz kimsenin sahsına atmak, Doğrunun yanına yalanı katmak, Olur olmaz yere iftira atmak, Nerde kaldı Günebakan sitesi. Bazen şiir ile yarışma yaptık, Dışa gidenlerle tanışma yaptık, Olmadı sonunda bak biz ne yaptık, Meçhul oldu Günebakan sitesi. Ara sıra açar bakardım ona, Çok emekler verdin vermedin mola, Acep bu gidisin sonu var mola, Nere gittin Günebakan sitesi. Ne olurdu site öyle kalsaydı, Yirmi kişi vardı biri alsaydı, Birlik beraberlik düzen olsaydı, Hani nettin Günebakan sitesi. Sende hakli idin kıymet bilinmez, Kötü söz ağırdır kalpten silinmez, Yukarı çıkanlar aşağı inmez, Hani nettin Günebakan sitesi. Fitne fesat dolmuş bu belde niye? Emeğe saygı yok, birkaç saniye, Anlatmak zor oldu bunca faniye, Nere gittin Günebakan sitesi. Bazen kayabaşı idin bazen fabrika, Bu belde bölündü düştü tefrika, Simdi uzak kaldı sanki Afrika, Nere gittin Günebakan sitesi. Foto çekti bazen film oynattın, İsine gelen fikri yayınlattın, Seçim yaklaştıkça sanki tırlattın. Nere gittin Günebakan sitesi. Ne olurdu sanki kapatmasaydın, Günebakan halkını mı yok saydın, Ancak mı oğlun oldu gözünüz aydın, Yazık ettin Günebakan sitesi. Teknoloji dedik biraz sevindik, Beldemizden bazen haber alırdık, Gelin desen bizde size gelirdik, Nerde kaldın Günebakan sitesi. Gurbetçiler hasretini giderdi, Bazen suna buna selam gönderdi, Günebakan haberinde önderdi, Yazık ettin Günebakan sitesi. Bolca reklam yaptı ne yaptı ise, Bunlarda sonunda yaramadı ise, Çok söyleyecek söz var ama ne ise, Çok gıybetler yaptın, Günebakan sitesi. Adim Isa ise sözüm herkeze, Yolu uzak zor giderler merkeze, İnsanlar içinden kinini eze, Barış olsun Günebakan sitesi, Nefesi kesildi seçim ertesi…. 10-Günebakan,,,Rüyalar Rüyalarla konuşacaksak eğer, Görülecek rüya kalmamış meğer, Eşek nalsız kalmış, sökülmüş eğer, Rüyalardan medet ummuyoruz biz. Hoca Nasrettin di yoğurdu çalan, Ya da bir tutarsa, ne olur ulan, Damızlık bile yok, ben yoğurt çalam, Rüyaları hayra yoruyoruz biz. Biz de öyle yaptık, ya tutarsa ya, Nasıl bina yapam bataklık arsa, Belimiz incelmiş tutmuyor korsa, Korsayla ayakta duruyoruz biz. Devlette unuttu bizi görmüyor, Yıkılan duvarı bir kez örmüyor, Çaresiz derdime derman olmuyor, Dermansız dertlerle yaşıyoruz biz. Açılımlar bir de bize uğrasa, Bir senedir çıkamadık terasa, Gelirler tükenmiş bom boştur kasa, Kasaya bir asa arıyoruz biz. Baharı beklerken yaz geldi geçti, Hasan Polatkan ı AK parti seçti, Millette oyuyla önünü açtı, Polatkan a destek oluyoruz biz Ankara ya bağırıyom sesim gitmiyor, Gelen para icralara yetmiyor, Üflüyom üflüyom düdük ötmüyıor, Dilsiz düdük aldık çalıyoruz biz. 11-Günebakan Mezarlığı,, Günebakan mezarlığın dolandım, Ne atalar ne ecdatlar var orda, Eskilerin ismin gördüm de andım, Ne bir haber ne de selam var orda. Selam verdim ehli gubur halkına, Kur an ile başladım ben telkine, Halleri ne acep şimdi gör ki ne, Ne bir gelen nede kelam var orda. Senelerdir niceleri göçmüşler, Hepiside ayrı mekan seçmişler, Dünyadaki serlerinden geçmişler, Ne bir gören ne de bilen var orda, Bir of çektim kelamıma başladım, Mevtaların gönüllerin hoşla dım, Ayrılırken selam ile çoşla dım, Ne bir gülen ne de şölen var orda. İki taş mı oldu dünyada yerin, Belli olmuş dünyadaki kaderin, Mezarın yufkamı yoksa ki derin, Ne bir alan ne de veren var orda. Toprak olmuş çürümüş ya bedenler, Geri gelmez ahrete gidenler, Cezasını çeker zulüm edenler, Ne bir zalim ne de âlim var orda. Sonsuzluğun kapısını açmışlar, Hepiside bu dünyadan göçmüşler, Ya cehennem ya da cennet seçmişler, Ne bir diyen nede yiyen var orda. Her birisi akrabayla yatıyor, Duygu seli oluk oluk akıyor, Sağ olanlar ibret ile bakıyor, Ne bir yiyen ne de içen var orda. 12-Günebakan Ezelim…. Ezelimde Günebakan ezelim, Güz gelende yaprak döker gazelim, Görmedim dünyada senden güzelim, Gelin hep beraber sende gezelim. Dağlarını tarlasını dolandım, Senelerdir hasretinle ben yandım, Aklıma geldikçe hayırla andım, Bu sevda beklide bitecek sandım. Bitmedi ki her geçen gün hardadır, Benim gönlüm yine ahu zardadır, Sana hizmet eden vallah kardadır, Seni kötüleyen şahıs ardadır. Yolların mı kıvrım kıvrım uzanan, Dertlerin mi gün geçtikçe azalan, Bir gün olur sende olursun yalan, Hoş hatıra kalsın geride kalan. Deloğluyum hasretinle yanarım, Gezer dağın taşın öyle kanarım, Bazen şiir yazar öyle anarım, Sıladan gurbete özlem sunarım. Kayabaşın Kelkit inde balkonu, Maden tepen ayrıca bir hal konu, Ne olacak bu fabrikanın sonu, Ne güzeldir Günebakan elleri, Çalışmaktan iki büklüm belleri. Üç camiinden azanların okunur, Güzel okunursa cana dokunur, Namaza durunca kalbimiz yunur, Ne güzeldir Günebakan elleri, Biraz kabacadır onun dilleri. Dağlarında koyun kuzu otlattım, Azda olsa köyümü hatırlattım, Öte yüze vardım yan geldim yattım, Ne güzeldir Günebakan yaylası, Başka yerde var mı bilmem böylesi. İsa derki nede olsa vatandır, Ecdadımız mezarlıkta yatandır, Kötü değil güzellikler katandır, Ne güzeldir Günebakan elleri, Konuştukça ne hoş olur dilleri 13-Günebakan Erkekleri Vücudunda bulamasın yağları, Mekânıdır Günebakan dağları, Zayıf olur bizim köyün sağları, Günebakan erkekleridir bunlar. Sabah olmuş fergisona oturmuş, Tarlaya tahtayla işçi götürmüş, Mazotu az kalmış zorla yetirmiş, Günebakan erkekleridir bunlar, Akşam olmuş kahve hane yolunda, Dörtlü tamam hem sağında solunda, Birazda sen yenilerek yolun da, Günebakan erkekleridir bunlar. Cıgarası hiç ağzından düşmüyor, Tütününü hiç cebinden esmiyor, Bir tane dal onu asla kesmiyor, Günebakan erkekleridir bunlar. Cami önünden geçer namaza gelmez, Allahın emrini san ki o bilmez, Yaşlanınca mı da, sanki genç ölmez, Günebakan erkekleridir bunlar. Zalimliğin alasını yaparlar, İkide bir samanlığı yakarlar, Bir de nasıl yandığına bakarlar, Günebakan erkekleridir bunlar. İstisnalar kaideyi bozmuyor, Söylediğim hiç kimseyi üzmüyor, Gece yarısında boşa gezmiyor, Günebakan erkeklerdir bunlar, Dinleyin ağalar, dinleyin beyler, Deli oğlu acep sizlere neyler, Yapmayın diyerek söz ile heyler, Günebakan erkekleridir bunlar. 14-Günebakan Kadınları Hem anadır, hem yar olur hem gardaş, Merttir onlar sadıkça bir arkadaş, Ne söylesen güvenilir bir sırdaş, Günebakan kadınlarıdır bunlar Ne yaz biter, ne kış biter işleri, Yola düşer düzgündür gidişleri, Yaşlanınca ağızda yok dişleri, Günebakan kadınlarıdır bunlar, Tarlada ırgattır, evde hamarat, Tanrım hepisini sen böyle yarat, Yorulduk diye de, asmazlar surat Günebakan kadınlarıdır bunlar. Bizim köyün güzelleri mert olur, Ah çekerse yüreklerde dert olur, Hırslanınca, haksızlara sert olur, Günebakan kadınlarıdır bunlar. Nasırlıdır ayakları elleri, Güzel olur konuştukça dilleri, Dokunmayın, soldurmayın gülleri, Günebakan kadınlarıdır bunlar, Erkeğine sadık, evine bağlı, Yüksekte diye de sanmayın dağlı, Giyim kuşam güzel hep yeniçağlı, Günebakan kadınlarıdır bunlar. Yaşlanınca kiloları artıyor, Sayıklarken beş kilo tuz tartıyor, Yaşmak ile yüzlerini örtüyor, Günebakan kadınlarıdır bunlar,, Dam üstüne oturmuş ta bakıyor, Genç kızları gerdana gül takıyor, Bülbül gibi dilleri de şakıyor, Günebakan kadınlarıdır bunlar. Ak pınarla harman kaşı arası, Sormayın be Günebakan burası, Anlattığım hikâyelerim nası, Günebakan kadınlarıdır bunlar. Deli oğlu söylenecek söz çok ya, Gosdili haşlamış karını tok ya, Dedi kodu yapmak zehirli ok ya, Günebakan kadınlarıdır bunlar. 15-Günebakan Kendine Gel... Bu gidişin sonu batık, Günebakan kendine gel, Ekmek soğan oldu katık, Günebakan kendine gel. Aynı terek, aynı kaşık, Aynı bebek, aynı beşik, Atladığın aynı eşik, Günebakan kendine gel. Millet karışmak biz diyor, Bazıları küfrediyor, Hakkımızı verin diyor, Günebakan kendine gel. Kimi işe girmek için, Kimi ücret almak için, Niye böyle olduk niçin, Günebakan kendine gel. İş kapısı, aş kapısı, Hizmet beldenin yapısı, Bir şey umuyor hepisi, Günebakan kendine gel. Kimi menfaat peşinde, İşe girme hevesinde, Kimi karışmaz işinde, Günebakan kendine gel. Kadro alan kovulur mu? Kimsin diye sorulur mu? Bilmem beldem durulur mu? Günebakan kendine gel. Hepimiz aynı kökteniz, İkilik yok biz tekteniz, Bütünün yok hep ekteniz, Günebakan kendine gel. Senlik benlik boş hevesler, Ahir olur bir gün sesler, Bu belde çoğunu besler, Günebakan kendine gel. Hacılarım, hocalarım, Analarım, bacılarım, Beraber ya acılarım, Günebakan kendine gel. Karlı dağlar boran olur, İnsan oğlu yalan olur, Hesap kitap soran olur, Günebakan kendine gel. Ne götürdü bak gidenler, Ayrı gayrilik güdenler, Türap olur hep bedenler, Günebakan kendine gel. Ayrılıkta azap olur, Birlik olan rahmet bulur, Hak emrini tutsan nolur, Günebakan kendine gel. Özel değil genel düşün, Hak yolunda olsun işin, Helal olsun tatlı aşın, Günebakan kendine gel. Yollarında yorulduğum, Hasretinle kavrulduğum, Yapmayın kurban olduğum, Günebakan kendine gel. Nasihatim tüm sizlere, Nefret yakışmaz bizlere, Dikkat edin tüm sözlere, Günebakan kendine gel. Gelmeyene gideceksin, Selamını vereceksin, Görmese de göreceksin, Günebakan kendine gel. Gurbetteki gurbetçiler, Siz bari verin tepkiler, Bunlar sizi de etkiler, Günebakan kendine gel. Birlik ruhuna varalım, Dostlar hatırın soralım, Ayrı durma gel maralım, Günebakan kendine gel. Dünya hırsın bir gün biter, Söylediğim artık yeter, Bunlar bizde büyük keder, Günebakan kendine gel. İsa derki gençler gelin, Bir olmaya verin elin, Hoş muhabbet olsun halin, Günebakan kendine gel. 16-Günebakan,,Değirmen dere İn dere Haydin şimdi değirmen dereye gidiyoruz, Önce mezarlıkta bir Fatiha okuyup gecelim ortasından, Akkum derler tam ortasından geçer değirmen dere yolu Devret dere, değirmen dere hem sağı solu. Önce eski su değirmenlerinin olduğu bahçeler, Geçmişten geleceğe bizlere neler neler nakşeder, Üç derenin birleştiği yerden karşıya geçtim, Eski günlerini hayelledim kendimden geçtim….. Günebakan beldesinin alt yanı, Dönmez olmuş değirmenlerin hani, Akkum derler deredir iki yanı, Ne güzel yerlerin var Günebakan. Mağaraların, kayaların yanında Keçi cılka ların dolu dağında, Kimler geldi geçti senin yolunda, Değirmen dere alt yanında in dere, Alt yanında şelalesi akıyor, Kayalarda bülbüllerin şakıyor, Dar alide kayabaşına bakıyor, Özlememek mümkün mü seni Günebakan. Cıngıl kaya boynuna da varınca, Mola verdim yattım boylu boyunca, Mağaralardan içeriye girince, Görülecek yerlerin var Günebakan, Tek geçidin aralıktan taş yolu, Bir tarafı keçi, koyun ağılları dolu, Eskiden bize hatıralarla dolu, Senden ayrı olmak har Günebakan Biz bu yoldan Manas köye giderdik, Bazen keçi, koyun kuzu güderdik, Değirmende buğdayı un ederdik, Hatıraların bitmez Günebakan. Kayandan su çıkmış damla damla akıyor, Onu gören hayranlıkla bakıyor, Motor tekerinden tekne yapmışlar,. Ne çürüyor Ne bir parça kopuyor. Orman olmuş her tarafın yem yeşil, Gelmez olmuş artık bak yeni nesil, Akma artık devret tere dur kesil, Senin duygun bambaşka Günebakan. Eskileri kışlarlardı burada, Damlacıklar sarkık olmuş mağarada, Yıkık duvar kalıntısı var orada, Sanırsan ki ayrı ayrı bir oda. 14 Hepsi doğal geçitleri dağları, Viran olmuş yapılmayan yolları, Hasret giderdi bak şu Allahın kulları Hatıranla doldum bak Günebakan.. Nerede bak değirmenin taşına, Duvar olmuş bahçesinin kaşına, Sormayın ki gelmişler kaç yaşına, Hatıraların dolu başlı başına Tekrar döndüm yokuşuna tırmandım, Eskileri hayal ettim canlandım, Musallaya vardım biraz sonlandım Biraz daha yazacağım var Günebakan 17-Ar Günebakan... Adet olmuş samanlığın yanması, Kolay imi,ş şeytanlara kanması, Bunlar bu beldenin kiri ve pası, Bunlar sana büyük ar Günebakan. Hırsızlık dediler sende var idi, Ne aşırır isen sanki kar idi, Ölünce mezarda bunlar kor idi, Bunlar sana intizar Günebakan. Yeni nesil yapmamasız bu işi, Bunu yapan vallah olmaz er kişi, Kapatın artık bundan sonra geçmişi, Bunlar sana çok zarar Günebakan. Musallaya varıp namaz kılınca, Hoca ellerin kaldırıp tekbir alınca, Nasıl kişi diye sorgu sorunca, İyi adam demek zor Günebakan, Kabire varınca sorarlar sana, Dünyada ne yaptın gittin ne yana, Günahın çok ise ateşte yana, Eyvah demek artık zor Günebakan. Kalacaksın amelinle baş başa, Münker nekir gelir bakmazlar yaşa. Sevabın çok ise etme hiç tasa, Ahrette sorgu sual var Günebakan, 18-Çıkmayınca Belediye Düzelmez, Belediye diye anmayın bari Varmadır millete zerrece karı, Yığılan borçların birazcık arı, Çıkmayınca belediye düzelmez, Yazmayım diyorum ama nafile, Çokça yazdım laf yetmiyor gafile, Boşa söylenecek bunca laf ile, Sezmeyince belediye düzelmez, Kalmamıştı bozulmayan aracı, Vallahi bizlere bunlar çok acı, Adaletli iş yapacak bir hacı, Çıkmayınca belediye düzelmez, Sormayın kardeşler niye yazarsın, Bu yazılanlardan bir his sezersin, Yeter artık çekilenler mi dersin, Esmeyince belediye düzelmez 19-Günebakan ormanları Günebakan ormanların dolandım, Yaprak gazel olmuş güz aylarında, Eski yılları da hatırasın andım, Dolandım da durdum toz yollarında, Senelerde nede çabuk geçiyor, Çocukluk günlerim dün oldu sanki Yaş kırk dedi ömür bizi seçiyor, Geride kalanlar bir hatıra anki Mevsimi gelince dökülen yaprak, Ömür sayfasından anı siliyor, Neleri sakladı şu kara toprak, Onun için akan kanı biliyor. Amel defterine sevap yazmışsa, Kabir hoştur ona onu biliyor, Şeytanın hilesin aklın bozmuşsa, Cennette huriler ona gülüyor. Affet ey Yarabbi bağışla bizi, Günah yığınına çare diliyor, Rahmetin sonsuzdur hep dizi dizi, Rahmetin nazarın bize iliyor. Nefisle şeytanı uzak et bizden, İlla da nefsimden zarar geliyor, Ayırma çizdiğin o doğru izden, Kur an ı mübin den karar geliyor Bizler kuluz çok şeyleri isteriz, Hayatın çemberi onu eliyor, Senin emrin ile cephede eriz, Cephanemiz tarafından geliyor 20-Hasan Attı Gol Gol.. Evet, sayın seyirciler. Yine bir futbol maçında beraberiz, Sunucunuz ben İsa özyurt. Günebakan Stadyumundan sizlere maç sunacağım, ŞİMDİ BİRİNCİ MAÇ BAŞLIYOR, Bizim köyün işleri, Bayır bacak içleri, Belediye olmuş bak, Ne olur gidişleri. Belediye kurdular, Başkanlığa durdular, Alttan üsten vurdular, Hasan attı gol gol, Halit düdük çalıyor, Tonsak ta bağırıyor, Doğru oynan lan diyor, Hasan attı gol gol. Seçim günü yaklaştı Palavralar çoklaştı, Bütün millet toplaştı Hasan attı gol gol. 33 Zeki Hasan Memetle Futbol maçı başladı, Verdik bin bir emekle, Hasan attı gol gol. Zeki atarım diyor, Memet ben varım diyor, Tosdak düdük çalıyor, Hasan attı gol gol. Halit kutar olumlu, Hizmetlere ılımlı, Tonsak,Halit baş başa, Hasan attı gol gol. Evet, sayın seyirciler türbinlerde tüm Günebakanlılar, İkinci rövanş maçımızda beraberiz,, Yine millet toplaştı, Vaatleri çoklaştı, Karşılıklı oklaştı, Zeki attı gol gol. Zeki faul yapıyor, Hasanda bağırıyor, Yandan çalım atıyor, Zeki attı gol gol. Memet cik cik ötüyor Ben alacağım diyor, Millet kıs kıs gülüyor, Zeki attı gol gol. Evet sayın seyirciler geldik üçüncü maça,, Muhtarlıkla başlarım, Başkanlığa koşarım, Ak partiyle coşarım, Hasan attı gol gol. Şevket sahaya çıktı, Alttan hücum başlattı, Hücum yarıda kaldı, Hasan attı gol gol, Vallah usta oyuncu, Sahalarda birinci, Seçilişi ikinci, Hasan attı gol gol. İdris karşıya geçmiş, Kıkır kıkır gülüyor, Gelin güreşek diyor, Hasan attı gol gol.. Üç dönemdir encümen, Çağırın gelir hemen, Ne derse bir şey demen, Hasan attı gol gol.. Nasıl, maç ama beğendiniz mi? 21-Hasan Başkanla, İsa Hocanın Atışması; Yersin Çöreği, Tekkeyi bekleyen çöreği yesin, Çörek bitti ise sen nasıl yersin, Teknenin hamursuz kaldığı kesin, İ Bekle anam bekle yersin çöreği, Nerde kaldı Alahdiyan böreği? Başkanla konuştum, bekli yom dedi, Çörek var mı? dedim, tirki yok dedi, Ne olacak, dedim, fikrim yok dedi,,,,, İ.. H Bekle anam bekle yersin çöreği, Nerde kaldı Alahdiyan böreği? Değirmenin çarkı dönüyor nasıl? Yoğurulan hamur odlumu hasıl? Tarlada gosdiller olmuş mu fosul? …..İ Bekle anam bekle yersin çöreği, Nerde kaldı alahdiyan böreği? Değirmen dönmüyor, suyu kesmişler, Yaptığım gölmeci bir de deşmişler, Yürüyemez oldum kuyu eşmişler,………..H İsa hoca nerde gördün çöreği? Eskidenmiş Alahdiyan böreği. Buğday gelmiyor ki onu üğüdem, Koyunda yok artık dağlarda güdem, Çöreksiz tekkeyi ben şimdi nedem, H İsa hoca nerde gördün çöreği, Eskidenmiş Alahdiyan böreği. Dilencilik yaptım el açamadım, Kanadım kırıldı ben uçamadım, Bırakıp ta bunu ben kaçamadım,……………H İsa hoca nerde gördün çöreği? Eskidenmiş Allahdiyan böreği. Derdimi de kimsecikler bilmiyor, Ankara dan mani hiçte gelmiyor, Çalışan personel, yüzü gülmüyor, H İsa hoca nerde gördün çöreği? Eskidenmiş Allahdiyan böreği. Dur hele başkanım, az beni dinle! Ne kadar dertlisin, bu günle, dünle, Yerinde mi kalmış gördüğü günle? ..............İ Bekle anam bekle yersin çöreği, Nerde kaldı Alahdiyan böreği? Bir söyledim, bin bir ahın işittim, Ne kadar dertlisin; ben sana nettim? Derdini deşmekle hatamı ettim? ...............İ Bekle başkan bekle yersin çöreği, Nerde kaldı Alahdiyan böreği? Boş ver be başkanım, var bunda hayır, İyiyi kötüyü sen daim ayır, AK parti nerede yok mu hiç hayır? .............İ Bekle başkan bekle yersin çöreği, Nerde kaldı Alahdiyan böreği? Boş ver demek kolay birde bana sor, Parasızlık bizde ateşten bir kor, Başkanlık yapmakta vallaha çok zor, H İsa hoca nerde gördün çöreği? Eskidenmiş Alahdiyan böreği. Adım Hasan benim, çok vardır tasam, Bekli yom bekli yom boş durur kasam, Derdime bir çare, olmuyor yasam, H İsa hoca nerde gördün çöreği? Eskidenmiş Alahdiyan böreği. 22-Hayırda Birleşenler Var Bizim Belki de bana düşmez bunları yazmak Daha büyük hocalarımız var bizim Kimse elini taşın altına koymak istemedi Bu olanlar beldemize ar bizim Dedesi acı yemiş torununun dişi kamaşmış Kimsenin günahını çekme ye gücümüz yok bizim Bir harf öğretene kırk yıl köle olmayı öğreten Ecdadı ayalimiz var bizim Kulun ayıbını örtmede gece gibi ol Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün Bugün ölsen yarın olur iki gün Bunları düşünenlerimiz var bizim Farklı düşünmeyen farklılıklar üretemez Kavga gürültü ile menzile varılmaz Geçmişinden ibret almayan geleceğinden emin olamaz On yıl değil bin yıllık geçmişimiz var bizim Ne olur üzmeyin ağaları beyleri Anlatmaya gerek yok halk biliyor bunları Gençlere de sunmayın ayrılık tohumları Hayır olunca birleşen çok köylümüz var bizim Sanmayın ki siz beni ben usta bir şairim İsa gönlü ne derse onu söyler dillerim Ayrılığa değil de birliğedir sözlerim Ölünce sorgu sual düşünenim var bizi 23-Her birisi Ayrı Telden Çalıyor, Günebakana vardım alem vallaha, Her birisi ayrı telden çalıyor, Yapıcıyı göremedim billaha, Her birisi ayrı telden çalıyor, Beriyi dinlesen onlar haklıdır, Diğerine sorsan daha aklıdır, Haksız olan bilmem nerde saklıdır, Her birisi ayrı telden çalıyor, Üç mahalle var ya bizim orada, Üç günebakan var şimdi burada, Muhtarlık dönemi şimdi nerede, Her birisi ayrı telden çalıyor. Halit kutar derneğinde başkanı, Muhtarlıkta imiş onunda şanı, Anlattıydı bana güzel bir anı, Her birisi ayrı telden çalıyor. Oda bıkmış artık uğraşmak zor ya, Siyaset karıştı beldede hor ya, Millet ne kaparsa yanına karya, Her birisi ayrı telden çalıyor. Umumi halk bizim yardım severdir, Çalışan kimseyi daim övendir, Beldeye ihanet tembel durandır, Her birisi ayrı telden çalıyor. Çok emeği geçti Halit Kutar ın, Yükünü yükledi bizim katarın, Yüzün aktır senin yoktur hiç arın, Her birisi ayrı telden çalıyor. Bu beldenin akordiyonu bozuk, Yapmayın ğardaşlar vallahi yazık, Bir daha çakmayın beldeye kazık, Her birisi ayrı telden çalıyor. Sade burada değil dışta da öyle, Gurbette olanı ne olur söyle, Bu gidişat daim yürümez böyle, Her birisi ayrı telden çalıyor. Pof pof layın yine Halit Kutarı, Yinede dokunsun beldeye karı, Birlik beraberlik onunda narı, Her birisi ayrı telden çalıyor. Üç günlük dünyada bunlarda niye, Yürüsene yola hak diye diye, Bir gün döneceksin geldiğin yöne, Her birisi ayrı telden çalıyor, Birileri günahını alıyor. Tokat Niksar Serenli beldesi başkanlarına ; 24-Hizmet İçin Vardır Başkanlarımız Hizmete başlandı Abdullah Çamla, Bunların kadrini Serenli anla, Serenli lisin sen gururla şanla, Hizmet için varız parti neyime, İlk beş yılda çok mesafe aldılar, Hizmetin aşkına hep gönülden daldılar, Ne bir haram yiyip nede çaldılar, Hizmet için varız parti neyime. Borçsuz teslim etti belediyeyi, Kötü diyemesin vallah çok eyi, İncitip kırmadı oda kimseyi, Hizmet için varız parti neyime. Adalet ondaydı çalışmak onda, Aynısı yine var şimdide bunda, İki sinide sen hayırla anda, Hizmet aşkı dolu bu başkanların. Nurettin Keleşi baş tacı ettik, İkinci sefere yeniden seçtik, Biz parti bilmeyiz onlardan geçtik, Hizmet için vardır başkanlarımız. Kimse onlara da kötü diyemez, Yapılan işleri hepten silemez, Buralı olmayan bunu bilemez, Hizmet için vardır başkanlarımız. Serenli li coştu yol aldı çokça, Burada geçmiyor pas tutmuş akçe Milletin yanında kusuru yokça, Hizmet için vardır başkanlarımız. Ne büyüklük nede gurur biliyor ,Bir yere çağrınca hemen geliyor Kul hakkını vallah daim biliyor, Hizmet için vardır başkanlarımız. Büyükle büyüktür küçükle küçük, Ona kötü diyen bücürük böcük, Bazen kızı verir birazcık ecük, Hizmet için vardır başkanlarımız. İkinci seferde yürü sen dedik, Bizde beldemizde parti bilmedik, Ak partiyi gönlümüzden silmedik, Hizmet için vardır başkanlarımız. Yapılan hizmetler saymakla bitmez Hakkın huzurunda boş yere gitmez, Millet sevdiğini vallah terk etmez, Hizmet için vardır başkanlarımız, İsa derki yazılanlar yeter mi? Ataş yanmayınca duman tüter mi? Serenli li methetmekle biter mi? Hizmet için vardır başkanlarımız 25-Kafkaslardan Caniklere Demir dağlarını erit ipte Ergenekon dan taşan, Dünyaya hakimiyet için Anadolu ya koşan, Türkistan yurdundan geldi Kelkit vadiye, Allah diyen dediler bizlere hediye Kafkaslardan Canikler e Allah diyenim, Gönül sana hasret dolu Günebakanım. Yıllardan bin yetmiş iki mevsimlerden yaz, Oğuz boylarıydı geldiler az az. Eksük oğlu Altuk beyi kimse tutamaz, Allah vermiş bu canı kimse alamaz. Kafkaslardan Canikler e Allah diyenim Gönül sana hasret dolu Günebakanım. Danişment gazi, Karatekin,Mengücek,Emirsaltuk, Çakabey, Kutalmış OĞLU süleyman şah, Anadolu yu bize yar eden bunlar işte bak, Müslüman Türk bunlar geldiler sagnak sagnak Kafkaslardan Canikler e Allah diyenim, Gönül sana hasret dolu Günebakanım. Dilim Biçene Beğ dilli boyumsa Salur, Obamı kurmuşum Alan içi yurt olur, Ancak dört obayım, sayımız azdır Allah diyene çıktım mevsimimiz yazdır. Kafkaslardan Canikler e Allah diyenim, Gönül sana hasret dolu Günebakanım. Nice şehitler verdin vatan uğruna, Koç yiğitler yola düştü Allah yoluna, Danişmentten Selçukluya, Osmanlılara, Türkiye cumhuriyetiyle geldi bu yana. Kafkaslardan Canikler e Allah diyenim, Gönül sana hasret dolu Günebakanım. Musallada davul çalmış düğün mü sandın, Yemene giden atmış genci gelir mi sandın, Osmanlı Rus, Çanakkale, Balkanda vardın, Onca şehit, gazi azdı, nasıl dayandın Kafkaslardan Canikler e Allah diyenim, Gönül sana hasret dolu Günebakanım 26-Meçhul Bozkurt Bir meçhul var idi Günebakanda, Siteye yazardı hemen o anda, Ölünce ne yapar ulu divanda, Çokça kullar kalbi kırdın bozkurdum. Son söyleyen iyi söyler bilmedin, İyilik üstüne nazar kılmadın, Bir olalım dedik bize gelmedin, Şimdi dağga çıkmış aslan bozkurdum. En fazlada Polatkana atardı, Herkeze ayrı bir çalım satardı, Çalışırım sanır ama yatardı, Şimdi nerde kaldı kayıp bozkurdum. Bazıları bizden korkacak sandı, Şevkette onların narına yandı, Hesap yapamadı gafil avlandı, Şimdi nerde kaldı kaplan bozkurdum. Bazen şiir yazar kükrer coşardı, Millet bu kim diye ona şaşardı, Hayal dünyasında belli yaşardı, Şimdi malum oldu benim bozkurdum. Milliyetci olmak dürüst olmaktır, Milletin fikrine saygı duymaktır, Çogunlu ne derse ona uymaktır, Şimdi adam olmuş benim bozkurdum. Çogu senin kim oldugun bilmedi, Banada ok attın ama ilmedi, İsa hoca seni kalpten silmedi, Dosluklar bazen böyle başlar bozkurdum. Adım İsa benim soyadım Özyurt, Nerde kaldın şimdi azılı bozkurt, Birazda ben söyleyim sen bunları yut, Şimdi yola gelmiş benim bozkurdum. Bazen mürüslüydü bazen vatandaş, Çogu bildi seni söktü karakaş, Vazgeç artık bize atma be kardaş, Şimdi dogru yolda aslan bozkurdum. 27-Muhtar Olacaktım, Yaptılar Başkan Muhtar olacaktım yaptılar başkan, Günebakan sevdamdı yürekten aşktan, Nice zorluklar çektim ben burada baştan, Batık belediye aldım ben karakaştan. Hiç degilse birazcık bana baksaydın, Beni destekleyeni hepsen yok saydın, Benim kadar birazcıkta sen çalışsaydın, İş işten geçtikten sonra sen aydın. Benimde hatam vardı inkar edemem, Banane deyipte bırakıp gidemem, Bana oy vermeyene ben kin güdemem, Bu borç bizim ise nasıl ödemem, Siz devralınca bak bana nettiniz, Yargılansın diye ihbar ettiniz, Elinizin tersi ile ittiniz, Burnunuzun dogrusuna gittiniz. Parke döşediniz herkez biliyor, Beldesten destekler bildik geliyor, Bu borç niye oldu herkez soruyor, Senin yaptıgına çocuk gülüyor. Şenlikle çoşturdun Günebakanı, Harcanan paranın hesabı hanı, Bunlar bu beldede bitmeyen anı, Ödenmeyen borçlar oldu bak şanı. İki sene çoştun üçüncü yoktu, Milletin yalana karını toktu, İşçimemur azdı çogunu soktu, Bunlar bu beldeye bilirdin çoktu. İşci memur geldi para kalmadı, Onlar dahi parasını almadı, Kapanacak olan bak kapanmadı, Bu yaktıgın çıra dogru yanmadı. Alacaklılar var içrayla aldı, Ne başkana ne ırgata pay kaldı, Diger alacaklılarda haberler saldı, Senin bu yaptıgın tiftikli şaldı. Tekstil kurdun hazırımın başına, Onlar hasret sanki karakaşına, Sülük geldi geçti kaçtı aşına, Millet zam almadı hiç maaşına. Sonra Niksarlıydı orayı alan, Yine söylediler bir sürü yalan, Bazen talan oldu eşyalar talan, Ödenecek borç var bizlere kalan. Şimdi işci memur içraya gider, Paramız olmasa bu hane neder, Parasız çalışmak ölümden beter, İşine gelmeye belki terk eder. Bizim köyün dertleri hiç bitermi, Buncacık parayla bu borç bitermi, Çimento olmadan beton tutarmı, Söyledigim sözler acep yetermi.. ((Derdim çoktur hangisine yanayım.. Benbu derde nerden derman bulayım)) Artık yeter güzellikler anayım, Yaram açık bırakında kanayım.. İsa Özyurt derki milletim gelin Ziynetsiz yürümez sizin bu gelin, Hayır söylemese eğer ki dilin Cennet uzak olur inanın bilin 28-Ne Olacak Günebakan Kaderin Hizmete başladık biz polatkanla, Derdim sana açtım vekilim anla, AK partiliyiz biz gururla şanla, Ne olacak Günebakan kadarin? , Varsa hizmet Tayyip senin eserin. Nufusun üç bindi düştü dediler, Beceriksizler bize laf söyletmediler, Günah almayımda belkide yediler, Ne olacak Günebakan kaderin? Yaram taa içerde baksana derin. Çalışanlar emeğini alamaz, Arabalar mazot dahi bulamaz, Başkan sectik başkanlığın bilemez, Ne olacak Günebakan kaderin* Burda hizmet başkan senin eserin. Ankara.. Ankara.. güzel Ankara, Parasızlık bizde bitmeyen yara, Biliyorum sana yüzümüz kara, Ne olacak Dilek Yüksel kaderim? Suçlu olanların cezasın verin. İcraya vermişler alacaklılar, Sorsan bu ne diye onlar haklılar, Ödemeyen beceriksizler saklılar, Ne olacak Günebakan kaderin? Ankara ya varıp bilmem ne derim. Kapanacak diye yan geldiler yattılar, Suçu şimdi Ankara ya attılar, Onca derdi borcu bana sattılar, Ne olacak Günebakan kaderin? Dilek Yüksel gelmiş işte dertlerim 29-Öze Dönüş Etkinliği Her şey aslına dönüyor yalan dünyada, İnsan oğlu gafil oldu hala hülyada, Aslımıza yönel ipte erelim yada, Öze dönüş etkinliği olacak bu yıl, Sende katkı sağla bize beldelim ayıl. Toprak idik insan olduk geldik dünyaya, Hepimiz âdem olguyuz bu kavga niye? Mümin, Müslümansız şükür yalvar Mevla ya, Hak yolunda yürüyenler geri kalır mı? Birlik beraberlik olan geri kalır mı? Kuran oku hadis dinle, şiirler söyle, İstiklal marşın okunsun asrın yadeyle, Saygı duydum şehitlere, Fatiha eyle, Geçmişimden gelecege yol bulacagım, Yeter artık el olmayıp öz olacagım. Müslüman Türk dürüst olur eylemez hata, Birligin ruhuna varıp kavuş rahata, Hak yoluna heves eyle budur rabıta, Eski günleri anıpta hoş olacagım, Öze dönmenin yanında coş olacagım. Kalpten kalbe yol alalım gelecek için, Bırakın kini nefreti bu kavga niçin? Barş kardeşlik yanında hak emrin seçin, Günebakan ellerinde söz olacagım, Artık bu seneden sonra öz olacagım. Hani bir söz vardır bizde kahve bahane, Birgün bile toplu olmak baya şahane, Sabah oldu yola düştü bak nice hane, Bundan sonra kül içinde köz olacagım, Şenlik degil halk içinde öz olacagım, Beraberce topladık bak bunca yigidi, Gençler oldu bundan sonra belde ümidi, Haydin gençler birlik olup açın kilidi, Ümidin açtıgı yerde gül olacagım, Günebakan ellerinde kul olacagım, İsa derki nasihattir dinin esası, Belde olmak büyük nimet, köyün asası, Hepimize düşsün artık belde tasası, Artık bundan sonra burada öz olacagım, Halkın biriktigi yerde söz olacagım 30-Patatesler odlumu Bu şiir Kızılcıklar odlumu türküsünün Günebakan versiyonudur, Patatesler odlumu, Çuvallara doldu mu*? Gönderdiğim kara lastik, Ayağına odlumu. Meal verin eline, Sepet verin geline, Elli kilo çuvalı Kaldırı verin belime Gosdiller sökülüyor, Çuvallar dikiliyor, Alt kattaki odaya, İstifi yapılıyor, Meal verin eline Sepet verin geline Elli kilo çuvalı Kaldırı verin belime Kıyıya yaktım ataş, Haşlanmış gosdildir aş, Gürgen yaprağı sofram, Yiyorum yavaş yavaş, Nakarat Aşurmada haşladım, Üç yanını taşladım, Gosdil pişip yenirken, Ben maniye başladım, Nakarat, Kayada oturursun, Altına ötürürsün, Söylediğim maniyi Anana götürürsün, Nakarat, Kayada ot biter mi? Söylediğim yeter mi? Bizim köyün işleri Ölümden de beter mi? Nakarat Gosdil gömdüm sobaya Başladı patlamaya Biraz sonra pişince Giriştim haplamaya Nakarat Çayı koyun bardağa Biraz tuz koy tabağa Tohumluk gosdilleri Gömü verin toprağa Nakarat Gosdil verin elime Beyaz gosdil dilime Bu kadar anlatmaya Yeter bunca kelime ALDI klevyeyi eline USTA OĞLU BAKALIM NE SÖYLEDİ İMAM ŞEHRİ MANİLER Mani seni yazarım Oyununu bozarım, Bize efelik sökmez Dudağını büzerim. Domuz bahçeye girmiş İki zannettim birmiş, Gece gelir diyodum Komşu günüzün görmüş. Tarhanayı buladım Boğalceyi suladım Atın yuları kopmuş Tütün ipi uladım. Ekin biçtim bayırda, Çok sevap var hayırda, Yeni bir eşşek aldım Yayılıyor çayırda. Üzüm yedim derede Şifa çoktur terede Bir inek boğürüyor ya Bilemiyom nerede. Tarlaya ektim yulaf Sıcakta yaktı alaf Üstünüze almayın Kimseye değil bu laf. Dayoğlu mani işi nerden aklına geldi yaaa... Koyun güderim koyun Yapmayın bana oyun Ben oyuna gelemem Tamam mı kıllı boyun. Dere tepe gezerim Hileyi ben sezerim Bana fazla takılma Sana türkü düzerim. Balta sapladım balta Sap düştü getti alta Ne sazanlar var ama Bulamadım bir olta. Fırın yaktım tütmüyo Kafayıda ütmüyo, Geldi kondu bir karga, Pekte güzel ötmüyo. Ahıra tütün astım Yumuşatmaktır kastım, Ayağıma bakmayın Galiba b..ka bastım. Cızanak tutu dana, Tak etti gayri cana, Kuyruğunu kaldırmış, Meydan okuyor bana. İsa Hoca, Senin maniler kadar güzel değil amma Antoloji sitesine ekle yinede.... Şehri Karakaya Çakal çoktur saldırır, Ele kötek aldırır İyi söz nedir bilmez, Tüylerini yoldurur.. Domuz tarlaya girmiş, Sütlü daruyu yemiş, Akıl yok ki anlasın, Kırk yaşa nasıl ermiş. Hınzır yabani hayvan, Pis tüylü sırtı yayvan, Gece beklemek gerek, Yap tarlaya bir sayvan. Ellezin iti vardı, Vara yoğa çokardı, Şimdi şehirde bile, Her yeri köpek sardı... Şehri Karakaya 31-Yardım Mesajı Minare yaptırdık az kaldı borcu, Sende katkı sağla bir olsun harcı, Minare ikliminde gölgelen sende, Yapılan eserler senin sayende, Damlayı az görme seller oluşur, Ahrette veren ile buluşur, Veren eller alan elden üstündür, Malın kafi ise vermek kastındır, Yardımın azı çoğu olmaz bilesin, İnşallah iki cihanda sende gülesin, Ne verirsen elinle oda gider seninle, Kebire korlar seni kalırsın amelinle, Dünyada hayır yapan ahretini yapıyor, Nice insanlar var ki parasına tapıyor, Kefenin cebi var mı ne bıraktı atalar, Hayır yapan, kabirde huzur ile yatalar, Şu okullar camiler bil ki senin hayratın, Çeşmelerin şol olmuş içiyor mahlukatın, Vakıflar adın olmuş vakfedilen malınla, Kazandın sen bunları ter döktüğün alınla, Rabbim versin bereket veren el rahmet bulsun, Unutma ki dünyada sen her zaman bir kulsun. Kul demek. Köle demek hem kendine hem ona, Rabbin emrin tutarak varmalısın sen sona. Dünya bir ağaç idi, gölgesinden geçtiğin, Şu kısacık ömründe, haram helal seçtiğin, İsa derki hayratlar, söylemekle biter mi? Rabbim hayır yapanı, ukbada terk eder mi* Sözün özü sizlere bağış yapın diyoruz, Şu kısacık ömründe mutluluk diliyoruz. 32-Belediyenin Hizmetleri Kar yağınca yolu açar, Su patlar sa onu yapar, Yangın çıktı kaldık naçar, İtfaiye yetiş goçum. Elektirik tekin işi, Duvar uçtu özel kişi, Kepçenin de koptu dişi, Tamirci de yetiş koçum. Emlak vergisini yatır, Su parası zaten getir, Çöp parası, Verme götür, Çöp mü aldın istiyorsun. 33-Bu Adam da Benim Babam FATİH KISAPARMAK’ IN BABASINA ŞARKI OLURDA BİZİMKİNE NİYE OLMASIN BUDA BENİM BABANIN VERSİYONU BU ADAM DA BENİM BABAM Bu adam benim babam. Sırtındaki torbasıyla Tarbasında silahıyla Radyosu türkü söyler Koyungüder öteyüzde Ömrü çalışmayla gecti Bolca paraya ermedi BUadam benim babam hey Ormanların bekcisiydi Yaş keseni kovalardı Kızlardagı ormanında Bazen dagda koyun güder Tarlalarda taş ayırtlar Duvar örer cegillerden Bu adam benim babam hey Evin ardı bayırda Ceblerinde meyvesiyle Fındıklık tepesinde Türkü söyler neşesinde Elmalı dere bahcesinde Ekin ekmiş yarım ölcek Bir katırlık sapı çıkmış Vedat ağabeymde hırslanmış hey Yanuk bayırı micoslar Gölagası duzlası Keten derede bahcesi Meyve verir agacları hey Öte yüzü mantarlısı Kızlardagında tarlası Bazen agacta torbası Radyosu türkü söyler hey Evin ardında tarlası Hergün ugrar marabası Agac dikmiş her köşeye Herkez faydalansın diye Armut elma vişnesiyle Helal olsun tadanlara hey Yetmiş dokuz yaşındaydı Aylardan kasım aydı Sene bin dokuzyüz doksan altı Veda etti bu dünyaya heyy Heygidi yalan dünya Birgün bizde göceriz hey Bu adam benim babam 34-Enük Vardı… Musto gilin enük vardı yavruydu, Evlerinin önü ise avluydu, İnsan görmemişki hayvan dağluydu, Hevil hevil çokuyodu bayırda. Sene seksen dörtmü neydi bilmiyom, Yorulsam dahi hiç dinlenmiyom, Bayırlardan aşağıya inmiyom, Hevil hevil çokuyodu bayırda. Mustafanın yanına gidem dedim, Birazcık muhabbeti edem dedim, Bu küçük mosdiyi ben şimdi nedim, Hevil hevil çokuyodu bayırda, Yavru ne şirin şey baksana beyaz, Sevem seni kucaklayım gel biraz, Anca pacama sarıldı baksana akraz, Hevil hevil çokuyodu bayırda, Ne bilsinki ben köpeklerden korkmam, Goya evi koruyomuş bak akman, Gel kişi isen içeri sokmam, Hevil hevil çokuyodu bayırda. Enük enük diyom haber almıyo, Elimi uzattım hiç başolmuyo, Anca erkek gibi evi kolluyo, Hevil hevil çokuyodu bayırda. Musto uğuç dedi ama nafile, Laf para edermi köpek gafile, Hiçte niyeti yok iyi laf ile, Hevil hevil çokuyodu bayırda. Yeter artık dedim şamarı kodum, Bir şaplakla kaçaçaktı bilyodum, Kaçariken ben peşinden gülyodum, Hevil hevil çokuyodu bayırda Kaçtı evin altındaki ambara, Yus yuvarlak oldu sanki kumpara, Yine bağırıyo atıyor nara, Havil havil çokuyordu bayırda. Eve girdim merdivedi boyladım, Vallah hiç saymadan atıyom adım, Bu hatıralarda kalmıştı yadım, Havil havil çokuyordu bayırda. Havlaması dahada bir hızlandı, Eve çıkıyomu diye hırslandın, İsa bu günleri bidaha andın, Havil havil çokuyordu bayırda. Sonradan öğrendim bu köpek kimin, Komşuları vardı ya don Alinin, Sade onun değil tüm ahalinin, Havil havil çokuyordu bayırda. Nasıl musto beğendinmi şiiri, Bu sadece anılarımızdan biri, Sanki buğün bende dip diri, Hevir hevir çokuyodu bayırda. Anıları döktüm birkaç satıra, Oduna giderken bindim katıra, Bu şiirim olsun sana hatıra Hevil hevil çokuyodu bayırda,,.. 35-Ali Osman, İstanbul’a gittin, sesin çıkmıyor, Bu günlerde ne yapıyon? Alosman, Yaşlandıkça her hal, düdük ötmüyor, Sen rızkını zor kapıyon, Alosman. Anıyonmu? eski geçen yılları, İlkokul da da, geçirdiğin günleri, Köy için de, dolandığın anları, Yaşlandıkça anıyon mu? Alosman, Biliyonmu? Samanlığın ardını, Çok mu çektin, sevdalığın derdini? Biri değil, gözlediğin dördünü, Düşündükçe gülüyon mu? Alosman. Niksar dan da, yaya kaç kere gittin, Sende çoğu gibi, çok zahmet çektin, Bazen halı derdin, derdini döktün, Bunları da biliyon mu? _ Alosman. Kolaylıkla gelinmiyor bu hale, Bu anılar artık, geride kala, Şu dünyada hiçte, vermedik mola, Bu âlemi anladın mı? Alosman. Selam olsun, benden daim sizlere, Allah kuvvet versin, daim dizlere, Mevla’m fırsat verme, kötü gözlere, Allah yolun açık etsin, ALOSMAN. 36-Arabam; Düldülüm, Benim. Yetmiş altı doğumluyum, Araziye uyumluyum, Ne yüklersen, çekmem demem, Ben İsa dan sorumluyum. Eski demen, küserim ha, Selamı da, keserim ha, Yolların da, eserim ha, Ben İsa dan sorumluyum. Motorum da, bin dört yüz dür, Binek tipi, üstü düzür, Ne kadar översen azdır, Ben İsa-dan sorumluyum. Adım reno, soyadım yok, Çok çileler çektim ben, çok, Övülmeye karınım, tok, Ben İsa-dan sorumluyum. Vah zavallım dertlenmiş, bakalım İsa ne demiş? Emektarım, canım benim, Tükenmeyen anım benim, Taka tuka yanım benim, Sen usta dan sorumlusun. Odunumu çekenim sen, Tütünümü dikenim sen, Gosdilleri sökenim sen, Sen usta dan sorumlusun, Her yanından ses geliyor, Dağı taşı hep eliyor, Bazen görenler gülüyor, Sen usta dan sorumlusun. Nazikliğe hiç gelmesin, Benzini de, hiç sevmezsin, Oto gaz dan, hiç dönmezsin, Sen usta dan sorumlusun. Çıkar gider, bayır bacak, Yağlı değil, kara kucak, Taksi değil, san ki uçak, Sen usta dan sorumlusun. Arabamın, halleri bu, Radyötörün, içtiği su, Kirlendiyse, onu sen yu, Sen usta dan sorumlusun. Geçen gün, Hala oğlum, Adil metin söyle dedi; -Bu araba çalışıp gitmez de, senden korkusuna çalışıp gidiyor,, Halam oğlu, Adil Metin, Dedi bana, bu çok çetin, Bu hiç çalışmaz da, lakin, Senden korkup ta gidiyo. Bazen çalışmıyom diyo, Baksana bu naz ediyo, Kulağını çekince de, Korkusuna hep ötüyo. Gelelim bizim yeğen Süver Özyurt-a --Hocam dedi, her şeye şiir yazıyorsun bu arabayada yazsana,, İŞTE YAZDIM SENİMİ KIRAYIM…. 37-Atışmalardan ŞEHRİ KARAKAYA Çok çalışma yorulursun, Nerde diye sorulursun, Yokuşlarda burulursun Yatta dinlen sen bu akşam. Arabayı yaptırtın mı Kabortayı çattırdın mı, Parayı hep kaptırdın mı, Gitte dinlen sen bu akşam. Camiye odun mu kestin, Kirlendi mi bu gün üstün, Karnın mı ağrıdı kustun Usta dinlen sen bu akşam. Keyfin yok mu atışmaya, Yarışmaya tutuşmaya, Gözün düştü yatışmaya Yatta dinlen sen bu akşam. Sobayı yak ta üşütme, Sakın kızartma büşütme, Hiç bir sesi de işitme Gitte dinlen sen bu akşam Yatsıyı kılmadan yatma, Üstünden yorganı atma, Evin adamına çatma, Hadi dinlen sen bu akşam Senin işin hiç bitmiyo, Firenin bile tutmuyo Yorgunluğunda gitmiyo, Yatta dinlen sen bu akşam Çok çalışma aşınırsın, Yıkanmazsan kaşınırsın, Kara kara düşünürsün Usta dinlen sen bu akşam. Fayans tuğla çekiç mala, Bırak işi çeyrek kala, Gidemez olduysan yola, Yatta dinlen sen bu akşam. Olmayacak hayal kurma, Kafanı duvara vurma, Hadi hadi hadi durma Yatta dinlen sen bu akşam... Hadi Yatsana leeen Ne aksi çocuksun sen.... İSA ÖZYURT Ermişmisin sen be nesin, Karnım ağrıdıgı kesin, Yedim bugün güzel besin Albümü görünce anla, Serenliye albüm yaptım, Başkanada türkü yaktım, Odun kesmektende bıktım, Fotoğraflardan anlarsın sen. Uykum henüz gelmedide Karnım düzen bilmedide, Somunuda dilmedide, Resme bakınca anlarsın, Fazla gelme bak kaçarım, Bayramlık agzımı açarım, Bugün akşam ben nacarım, Resime bakta anlarsın, Bu gün belki ekleyemem, Bire kadar bekleyemem, Yarın gündüz tekleyemem, Resime bakta anlarsın,, 38-Bacanak Sabrını bilirim, dağlardan yüce, Sizinle çevrilir, bayırlar düze, Vatan, bayrak dedin, her şeyden önce, Peygamber ocağı yerin, bacanak. Memleketin her yanında, dolandın, Bazen sıla dedin, yâd ettin andın, Ağrı dağın karın erir mi sandın? Doğu mekân oldu sana, bacanak. Hani Hakkâri de, asker idik ya, Sınır boyların da, çok bekledik ya, Geceyi gündüze, çok ekledik ya, Çileler rahmete döner bacanak. Karlı dağda, mekânın var harın var, Bazen olanlara, intizarın var, Seneler geçtikçe, ahu zarın var, Askerlik yücedir, bilin bacanak. Adın Mehmet senin, Mehmetçik anda, Peygamber ismidir, her biri şanda, Sevap çok verilir, ulu divanda, Hakkın rızasını alın, bacanak, Yüzünüz her daim, gülün bacanak 39-Çıkmıyor Sesin,, Emoğlu nerdesin çıkmıyor sesin, Ankara da imam olduğun kesin, Tıklayı ver imam kabağı yesin, Usta oğlu bunlara bir cevap ver. Ne güzel atışırdık niye sustun ki, Siyasetten yaz dedin niye küstün ki, Nurettin, Polatkandan zaten üstün ki, İki lakırdı ettim sesin kestin ki. isa özyurt şair ustaoğlundan cevap SAPLI İMAM OLDU ADIMIZ BİZİM, BEN YAZINCA BATIYORUM DAYOĞLU. YOL ÇAMUR OLUNCA KALIYOR İZİM, BU GÜNLERDE YATIYORUM DAYOĞLU. HER SÖZÜNE BİR CEVABIM VAR AMA, SÖKÜKLER ÇOĞALMIŞ TUTMUYOR YAMA, PUŞT GİTSEDE GELİYOR BAK OBAMA, HEP BELAYA ÇATIYORUM DAYOĞLU. SİYASETE BENİ SOKMA UZAĞIM, O KULVARDA İYİ KAYMAZ KIZAĞIM, YAYI KIRIK İŞ GÖRMÜYOR TUZAĞIM, HURDALARI SATIYORUM DAYOĞLU. ÜSTÜNLÜK TAKVADA UNUTMA SAKIN, DÜRÜST MÜ DEĞİL Mİ KİŞİYE BAKIN, ONA GÖRE SENDE TAVRINI TAKIN, ÇOK SÖZLERİ YUTUYORUM DAYOĞLU. NE SAĞCIYIM NE DE SOLCU BEN BUYUM, YÖNETİMDE GÖRÜYORMUSUN UYUM, BERRAK KALSIN BULANMASIN BE SUYUM, HAKK YOLUNU TUTUYORUM DAYOĞLU. ESKİ SOLCULAR BAK AK PARTİ DİYOR, LEŞ BULMUŞ KARGALAR DÖRT KOLDAN YİYOR, DÜNYA BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDİYOR, EN İÇİME ATIYORUM DAYOĞLU Şehri Karakaya 40-Çoban Ahmet Çoban Ahmet çıkmış, dağlar başına, Bakıyormuş ordan, harman kaşına, Emek verir toprağına taşına, Emeğini elbet alacak bir gün. Allah sabır versin dostlar sizlere, Kuvvet versin bacaktaki dizlere, Aldırış etmeyin bazı sözlere, Emeğini bir gün alırlar elbet,,,, 41-Dayoğlu Küçük yaşta düştük gurbet ellere, Soluğu Zile’de aldık dayoğlu. Hasret çektik köye babam gillere, Gönülü efkâra saldık dayoğlu. Okul bitti tamam kavuştuk derken, Ondokuz yaşında evlendik erken, Başımızda kavak yeli eserken, Kış ayında düğün çaldık dayoğlu. İlk görev yerimdir illerden Bolu, Yaban el değil mi namertler dolu, Sende unutma ha bu garip kulu, İçe ata ata dolduk dayoğlu. Başkent Ankara’da mekanlar tuttuk, Dertleri üst üste içeri attık, Gördün mü onulmaz belaya çattık, İnan dert küpüne döndük dayoğlu. Rızkımızı vermiş Allah burada, Yüzümüz gülsede aklım orada, Hiç gözüm yok inan malda parada, Sonsuz hamd ve şükür doyduk dayoğlu. Müebbet gurbete mahkum olmuşuz, Ne bahtı karalı nâçar kulmuşuz, Bu dünyada biz belayı bulmuşuz, Gelemiyom burda kaldık dayoğlu. Gün oldu karnımız doydu doymadı, Çokları horladı eve koymadı, Bağırdım sesimi kimse duymadı, Bu gurbete niye geldik dayoğlu? Unutmadık asla köyleri andık, Herkesi biz gibi özlüyor sandık, Sabah akşam hasret atına bindik, Köyü biz tek vatan, bildik dayoğlu. Emekli olmaya on sene kaldı, Ömür gitti gardaş günler azaldı, Deme sakın bana hayale daldı, Saçlar beyazladı solduk dayoğlu. Dahaca dün gibi ne çabuk geçti? Ana, baba,amca, dünyadan göçtü, Önümüzde onlar manevi güçtü, Bak bizde ihtiyar olduk dayoğlu. Yaralarım derin ne olur deşme, Gönül dere oldu gözlerim çeşme, Nefesim bitmeden mezarım eşme, Bu düzeni biz mi kurduk dayoğlu? Biliyorum sende benim gibisin, Hemi son beşiksin kazan dibisin, Guzda kalan fide nasıl ibisin? Dalı kıyılara vurduk dayoğlu. Ustaoğlu öldü diye duyarsın, Kefenleyip beni kabre koyarsın, Baştahtamı ellerinle boyarsın, Galiba senide yorduk dayoğlu. Şehri Karakaya Not; bu şiiri dayımın oğlu isa özyurt-a hediye ediyorum isa özyurt-un eme oğluna cevabı...--babanın kız kardeşine eme deriz- 42-Emoğlu Yazdığın şiiri okuduğum an, Duygularım şaha çıktı, gönlümde püryan, Yalanımız yoktur bizim her satır üryan, Kaleminde daim olsun emoğlu. Eskileri yâd etmişsin duygularınla, Bazen çile dertler olmuş intizarınla, Okurların feyiz duyuyor senin harınla Gönül kapın püryan olsun emoğlu. Kaderimiz aynı soyumuz aynı, Bizde ayrılık yok hepimiz aynı, Hepimiz âdemiz kökümüz aynı, Duygularım şaha çıktı emoğlu. Gurbet ellerini diyar eyledik, Sıla vatan dedik nazar eyledik, Kötü düşüneni azar eyledik, Seninle gönlümüz birdir emoğlu. Seni örnek aldım yazdım kelamı, Bilmem iyi yazdım, bilmem elamı, Kesemeyiz dostlar sizden selamı, Okuyanlar hem dem olsun emoğlu. Günebakan dedik vatan eyledik, Kötülük mü yaptık bilmem neyledik, Hizmet yapın diye sizi heyledik, Yazılanlar çare olsun emoğlu. Yaş on iki idik çıktık yollara, Niksar dan yollandık Erzurumlara, Okul bitti düştük halden hallere, Çokça diyar gezdik demi emoğlu. Ecel ne zaman gelir bilinmez ki, İyi amel defterden silinmez ki, Azrail can alırken görünmez ki, Hangimiz bunu biliriz emeğlu. İsa özyurt 43-Emmioğlu, Bıyıkların aşağıya uzamış, Kök mü salacağın, hemi emmoğlu, Yaş kırk demiş artık, cisim kocamış, Gün mü göreceğiz? hemi emmoğlu. Geçim derdi, çoğu dostu ayırdı, Mevla’m bizi, çok şükür ki kayırdı, Mücadele, ne de olsa hayırdı, Dünya diyeceğiz, demi emmoğlu. Nice günler geldi geçti, hep senle, Biraz anlatayım, kaçmada dinle, Hayal mi kuru yon, o eski günle, Hayal kurmak bile güzel emmoğlu? Bayırları mesken tutmuştuk hani, Ortak mekan idi caminin yanı, Bunlar bizde şimdi iyi bir anı, Enginlere iniyonmu emmoğlu? Bir gecede dokuz tepe dolaştık, Gençlik idi bizler böyle alıştık, Şimdi artık olgunlara karıştık, Olgunluğa yürüyonmu emmoğlu? . Emmimin kızıyla iyi geçin ha, İyiyi kötüyü iyi seçin ha, Yazıyom bunları sorma niçin ha, Gönlünüz de huzur bulsun emmoğlu. Selam söylüyorum çola çocuğa, Kışın soğuk olur sarıl gocuğa, Sabah kahvaltıda talim sucuğa, Sabahları iştah açar emmoğlu, İlhan, Şehri hoca, İlhami benle, Aliosman,Duran, Memet metinle, Nasıl geçti yıllar, bu günle dünle, Geçen yılı sayıyonmu emmoğlu? Özledin mi çamağalın düzünü? , Gördün mü hiç çöllogonun gözünü, Buldun mu hiç güzel çıra özünü, Şimdi soba yakıyon mu emmoğlu? , Birkaç kelimeyle andık eskiyi, Biliyon mu dam üstünde küsküyü, Aşağı mehlede eski testiyi, Kötü diye kırıyon mu emmoğlu, Bütün dostlara da yüzlerce selam, Söyledik işte bak birkaç ta kelam, Yeter artık bende, bura da kalam, Aileniz huzur bulsun emmoğlu, Gönülümüz yakın olsun emmoğlu 44-Garip İlhami, Garip diyenlere, kızıyormuşsun, Hepimiz de garibiz ya dünyada, Köy içinde, masum duruyormuşsun, Tüm insanlar, misafir ya hülyada. Küçük yaşta daldın, dünya işine, Helal yedin, çalışmakla aşına, Genç yaşında düştün baba yasına, Şu dünya da garibiz ya, İlhami. Ne diyordu dinle, Allah Resulü, Bir garip yolcuyuz gölge de kalan, İnsanoğlu burada yolcu usulü, Dinlendikten sonra yoluna dalan. Garip geldik, bu dünyaya konduk biz, Gider iken, yine garip gideriz, Allah’ın emrini böyle bildik biz, Rızası olmasa bilmem nederiz. İlhami, sen bu kelimeye kızma, Daha bundan kötü olan lakap var, Yaşlandıkça sakın, huyundan azma, Ölünce verilen, zorlu hesap var. Şair deloğluyum, dostuma sözüm, Kırılmasın, incinmesin, bendime, Daima, mazide kalmıştı gözüm, Bu nasihat İlhami’nin kendine. 45-İsmail Bana durup durup, tafralar satma, Bazı bazı çok gıcıksın, İsmail, Bütün sözlerimi, yabana atma, San ki bazen, bir çocuksun İsmail. Karnının ağrısı, azalmadı mı? Düzelecek olan, düzelmedi mi? Kazmasız küreksiz, kazılmadı mı? Daha fazla ne isti yon, İsmail. Bilmez misin? her işte bi,r hayır var, Düz de gitmek kolay, sonda bayır var, Birlikte rahmet var, niye ayrıl var? Bunları da, düşünmen mi, İsmail? Başarılar, iltifata tabidir, Yaşı büyük olan, biz de ağabeydir, Önderimiz bizim, ancak Nebidir, Hep bunları, biliyorsun İsmail. Birlik rahmet dedik, sevdadan yana, Bir adın, bir resmin, hatıra bana, Onu da çok gördün, yazıklar sana, Dostluğumuz, böylemiydi? İsmail. Hatasız kul olmaz, bilirsin bunu, Güzden bitirmişler, bulguru unu, Günebakan yine, sözümün sonu, Boş ver deyip, ayrılmak yok İsmail. Çak desen de, çuk desen de, kaçmak yok, Biliyorsun boş sözlere karın tok, Birliğin yanına, bir, bir de sen sok, Sözlerimi duyu yon mu? İsmail. 46-Mustafa nın Slayt ına Emek verdin ise, yemek güzeldir Bu fotolara bak hem de özeldir Günebakan bize daim özeldir, Emeğine sağlık var olun emi Hasretin yadına diller uyansın, Memleket sevinci,gönül püryansın, Beldesin sevmeyen narına yansın, Emeğine sağlık var olun emi. Büyük Türkiye min şirin köşesi, Tokat, Niksar ili, budur neşesi Günebakan buya çıkmıyor sesi, Emeğine sağlık var olun emi. Kulu sevdik, yaratandan ötürü, Bu hasretler çokça özlem götürü, Derdimiz çok bizim andan ötürü Emeğine sağlık var olun emi. Deloğluyum şairliğe özendim, Bazen yavaş akar durulur bendim, Aynaya geçtim de,baktım ki kendim, Emeğine sağlık var olun emi. Yeter mi Mustafa saydığım sözler, Karşıya geçip te köyünü özler, Neler görmedi ki bizim bu gözler, Emeğine sağlık var olun emi, Çoğulları hasretini giderdi, Telefon edip te selam ederdi, Ayrı kalmak ölümlerden beterdi, Emeğine sağlık var olun emi 47-Recep Arkadaş Yürek hüzünlenir gözlerim ağlar, Dayanır mı ciğer sel olup çağlar, Hayırla yad edin geride sağlar, Sonun cennet olsun senin arkadaş. Kızı geldi babam diye ağladı, Bu feryadı hastaneyi dağladı, Çekilir mi bunun hasreti yadı, Rahmetin nazarın olsun arkadaş. Ecelin gelince bakmazlar yaşa, Azrail can alır eylemez tasa, Fatiha okuyun garibim naşa, Sonun cennet olsun Recep arkadaş. Ateşin düştü de yaktı kor oldu, Sinelerde alevlendi nar oldu, Bizlerin gönlünde ahu zar oldu, Gözlerimden yaşlar aktı arkadaş. Mevla sevdiğini erken çağırır, Yavruların babam diye bağırır, Cemaatin de namaz kılar dağılır, Sonun rahmet olsun senin arkadaş. Otuz Ağustostu günlerden Pazar, Mevla gel diyerek eyledi nazar, Mezarlıkta dostun kabrini kazar, Elden bir şey gelmez bizim arkadaş. Senelerce rızkın için çalıştın, Küs durmadın herkes ile barıştın, Şimdi artık mevtalara karıştın, Yüreğimi yaktın benim arkadaş. Çok zor idi seni yıkamak bana, Gülen yüzün gülmez olmuş cihana, Hayır dua okurum her an sana, Ciğer pare, püryan oldu arkadaş. Sekiz yavrun yollarını gözlüyor, Gün geçtikçe daha fazla özlüyor, Hatıranla günlerini sözlü yor, Allah rahmet etsin sana arkadaş. Su döktükçe, o gül benzin ağardı, Kan çok akmış, bedeninde sarardı, Burak seni,babam diye arardı, Ciğer püryan oldu, şimdi arkadaş, Emir büyük, karşı gelinmez haşa, Dua okun, musalladaki naşa, Haram katmadın sen, dünyada aşa, Sonun rahmet olsun, senin arkadaş. Her şeyde bir hayır vardır, bilesin, Mevla size, Sabri cemil dilesin, Şehit sevabıdır seninki bilesin, Kabrin ışık dolsun senin arkadaş. Bizleri hiç karanlıkta koymadın, Elektrik gitti hemen boyladın, Lambalar karardı onu eyledin, Ahirinde önen dursun arkadaş. Oruçluydun, emanetin verirken, Ecel kırk dört yaşta geldi bak erken, Yengelerim cesedini görürken, Kalbim parça parça oldu arkadaş. Zor geliyor böyle görevler bize, Hizmet ettin Serenlide herkese, Söyletmeyin dostlar yaram var taze, İsa rahmet diler sana arkadaş. 48-Serenli Okuyor Serenli okuyor, yediden yetmiş, Okumanın yaşı olmaz, biliyor, Okumakla bura, kemale yetmiş, Böylelikle haktan, yardım diliyor. Çocuklara, ilköğretim okulu, Kadınlara, Kuran kursu açılı, Yaşlıların, camilerde akılı, Yaşlısı, kadını, hepsi okuyor. Çiftçilik yapmaya, onu da okur, İnsanları yaşlı, hepisi vakur, Kurslar verilerek, dilleri şakır, Anası, babası, hepsi okuyor. Camiler de, dini ilim verilir, Kuran ile ilmihali görülür, Serenli, mah olmuş, ilme sarılır, Kadını, gelini, hepsi okuyor. 49-Sevdiğim Karşına geçtim de yüzüne baktım, Kara gözlerin de gülsün sevdiğim, Eski anılardan bir yara deştim, Seni sevmeyenler ölsün sevdiğim. Yanakların allı goncaya benzer, Esirgeme nolur bir buse gönder, Bir kez olsun bana yüzünü dönder, Yaram biraz olsun dinsiz sevdiğim. Yüreğim de ataşın var harın var, Biliyorum ben de intizarın var, Kesme selamını nelur nazlı yar, Yüzüm biraz senle gülsün sevdiğim. Olgunlaşmış başak taneler dolu, Böylece gönüller tatminkâr olu, Bu da garip işte Allah_ın kulu, Ezelden ebede birsin sevdiğim, Yüzün artık senin gülsün sevdiğim. 50- Şair atışmalarından Fazla gelme bak kaçarım, Bayramlık ağzımı açarım, Bugün akşam ben naçarım, Resime bakta anlarsın, Bu gün belki ekleyemem, Bire kadar bekleyemem, Yarın gündüz tekleyemem, Resime bakta anlarsın,, NE anamaksuz çocuk yav Sıkıştırma diyom durmuyor ben sana sorarım hele bi kar yagsın senin alacagın olsun emi Şehri Karakaya BANA AĞNAMAKSUZ DEME ÇAYIRLARDA YATMA ÇİME ÇATLIYANA KADAR YEME GÖRDÜN MÜ KARNIN AĞRIYOR. FAZLA YEDİN MİDE YORGUN GÖZLERİN BİLEME DURGUN BOŞ YERİ BİLE YOK MORGUN GÖRDÜN MÜ KARNIN AĞRIYOR KARNINDA AĞRISI OLAN KOŞARAK KÖYÜ BİR DOLAN BENDE YOK VALLAHA YALAN GÖRDÜN MÜ KARNIN AĞRIYOR VARSA EVDE İÇ BİR SODA BAL ŞERBETİ İŞ SEN YA DA DOLANIRSIN ODA ODA GÖRDÜN MÜ KARNIN AĞRIYOR HOCALAR ÇOK YİYO DERLER KÖTÜ NİYETLİLER ŞERLER, DÖŞŞEK GÖRÜNÜYO YERLER GÖRDÜN MÜ KARNIN AĞRIYOR KAÇMA HELE GEL GEL KAÇMA BAYRAMLIK AĞZIMI AÇMA KONUŞMA SEN SAÇMA SAÇMA GÖRDÜN MÜ KARNIN AĞRIYOR Isa Özyurt Bugün moralim yerinde, Ne yapıyom bak bir dinle, İşim olmaz benim kinle, Ben Ayvaya gidiyorum Söz kesmeye gideceğim, Hayır, dua edeceğim, Ablamıda göreceğim, Ben Ayvaya gidiyorum. Tekin dayı dayı diye, Hiçte bakmaz başka şeye, Eniştem zavallı beye, Ben Ayvaya gideceğim. 51-Tarih Öğretmenim benim Metin Karakaş Bak ne güzel uslu gardaş, Güzellikler daim paylaş, Güvenilir hem de sırdaş, Tarih öğretmenim benim. Araya hiç laf sokmaz, Cesaretli hiç korkmaz, Siyasetten her hal bıkmaz Tarih öğretmenim benim. Dostluğumuz daim bizim, Gönül kırmaz, iki gözüm, Dalın da yetişen üzüm, Tarih öğretmenim, benim. Fikirlere, saygım sonsuz, Nasıl yapam, olmaz onsuz, Yapamayız, asla dünsüz Tarih öğretmenim, benim, 52-Yaşa lan Rüştü En güzel çayı o yapar, En güzel sohbet ondadır, En güzel kahve onundur, Yaşa lan Rüştü. Yüzün her an gülendir, Merhameti bilendir, Gönülleri alandır, Yaşa lan Rüştü. Doldur çayı içelim, Sohbetlere geçelim, Eskilere göçelim Yaşa lan Rüştü, Usta oğlu gel ulan, Birazda sen laf bulan, Varsa say sen hep kalan, Yaşa lan Rüştü..... son Arka kapak şiiri Künyem Şair diyorlarya İsa dır adım, Özyurt olmalıydı her hal soyadım Şu dünyada hoş muhabbet muradım, Ben ölünce anılırsa bu adım, İyilikle anılmasın isterim. Görevimiz için çok diyar gezdik, Yirmi sene oldu yılları ezdik, Köylerde almaktan vallahi bezdik, Birazda şehire inmek isterim. Senelerce hiç durmadan didindik, Bu sayede çokça meslek edindik, En sonunda şairliğe özendik, Birazda yazıyla gezmek isterim. Geriye bakınca onca yıllara, Emek vere vere düştük yollara, Yük fazlaca bastı bazen kollara, Taşınan yükleri atmak isterim, Kardeşler yarenler bu dünya fani, Hani eben deden nerdeler hani, Bırakırsan burada iyi bir anı, Amel defterinde hayır isterim, Misafir haneye geldik göçeriz, Ecel şerbetini bir gün içeriz, Hesap verilirken serden geçeriz, Yarap rahmetinden bir pay isterim. |