İNCE AĞRIBir ince ağrıydı içimdeki El yazması kitapların yazdığına göre Bu deruni ağrı iki şeyin habercisiydi Bir, müebbet bir sessizlik İki, satırlara kurulan darağaçlarında infaz Yazılan çizilen her şey doğruydu Önceleri Baharı giyinmiş şiirlerimde yemyeşil cennetimdin Salkım saçak Masmavi gökyüzüydün kelimelerin uçuştuğu Güneşimdin sarı sıcak Gülerdin Gül bahçesi olurdu dünya kucak kucak Sonra Ne kuşlar yetişti gidişine, ne şiirler geri çevirebildi Dolu dizgin bir kaçıştı bu Baharın ortasında yağmurların ertesinde Deli bir kıştı bu Siri Derya ya döndü gözlerim, bent tutmaz artık Sanki insan değil taştı bu Bir ikindi vakti gözlerimin önünden, ömrümün önünden Sır oldu Bilinmezliği aştı bu Bir sensizlik çöktü gökyüzüne, sonra karanlık Sararıp soldu Adına yazılmış renk ahenk şiirlerim Sabrı sükun kayboldu Artık anbean sinemde büyüyen cinnetimdin Gün döndü, devran döndü, olan oldu Bu hikaye Kaybettiğim silik izlerinde son buldu En sonunda Tüm sermayesi yalnızlığı olan bir adam Geçti bu dünyadan... Sonra eski şiirlerim…gözlerimin önünden Yine içimdeki yıkıntıyı Durmak bilmeyen sarsıntıyı Şah damarımdaki apansız çarpıntıyı Gözlerinde vurulan kuştaki çırpıntıyı Bu şiirler anlattı marazi bir sessizlikle Bu dünyaya benden kalan miras diye, haldaşlarıma Muhammed Mehmet GÜL |
Tüm sermayesi yalnızlığı olan bir adam
ve yalnızlığın siyah yüzü
sindi mi çıkmaz yürekten dışarı
tebriklerimle
dostça :)