İVECEN BİR GÖÇYalnızlığımın yazgısıdır bilirim İvecen bir göç gibi Gözlerinden geçer gibi geçtim Hüznün rahle-i tedrisinden Saatler ki her geçen anı alnından vurdu Bir sonbahar akşamı biten Hazin bir öyküydü bu Bil ki zaman işte o an durdu Bilmem kaç kervan, kaç iklim geçti Gönlümdeki sahradan Ne vuslat güldü yüzüme Ne ölüm meleği beni seçti Yalınayak yalpalayarak Hazan’ın yalnızlığında Yağmura hasret toprak gözyaşı ile ıslanırken Dönüşsüz bir gidişti ümit yok artık yarında Apansız kan oturdu gözlerime Kanadı kırık bir kuş gibi kaldım Virane şehrin saçak altlarında Alev alev yanarken firak harında Bilmem kaç kervan, kaç iklim geçti Gönlümdeki sahradan Ne vuslat güldü yüzüme Ne ölüm meleği beni seçti Beni derdest eyleyen İliklerime işleyen bir hüzündür Kirpiklerimden kaderime süzülen En kalender haliyle Uzamış sakallarım titreyen ellerim Alnıma yazılan kederi anlatırken Ey umudumu bitimsiz takvimlere bağlayan Yalnız benim ardın sıra çocuk misali ağlayan Muhammed Mehmet GÜL |
Bilmem kaç kervan, kaç iklim geçti
Gönlümdeki sahradan
Ne vuslat güldü yüzüme
Ne ölüm meleği beni seçti
Anlamlı güzeldi şiiriniz tebrikler hayırlı ramazanlar ...